Beni sevdiğini biliyordum oğlum! Şimdi tekrardan benim köpeğim olabilirsin. | Open Subtitles | كنت أعرف أنّك تحبني، الآن يمكنك أن تصبح كلبي مجدداً |
Zavallı köpeğim evden kaçıp araba ya da kamyonun altında kalmıştır. | Open Subtitles | لابد أن كلبي المسكين قد هرب و صدمته سيارة أو شاحنة |
Bunu görecek tek kişinin ben, köpeğim ve sen olması çok kötü. | Open Subtitles | من السئ جداً أن الوحيدان الذين رأوها على كلبي و الأن أنت |
Sen köpeğimi işe getirdiğimi patrona söyleyen tek kişisin değil mi? | Open Subtitles | أنتِ التي أخبرتي الرئيس بأني أحضرت كلبي إلى العمل، أليس كذلك؟ |
İçeri girip köpeğimi diğer köpeklerin yanına bıraktım dışarı çıktım ve havlamalar kesildi. | Open Subtitles | دخلت و وضعت كلبي ثم تركته و خرجت توقف نباح الكلاب و صوتهم |
Telefonumu aldın ve köpeğimin resmini adres defterimdeki her adama gönderdin. | Open Subtitles | و يرسلون رسالة بتليفوني بصور كلبي لكل شخص في دليل الهاتف |
10 dakika köpeğime sarılmak gibi ya da yataktan kalkıp bir kere etrafta yürümek gibi. | TED | أشياء مثل احتضان كلبي لمدة 10 دقائق أو النهوض من السرير والمشي حول الحي لمرة واحدة |
- Ama köpeğim kayboldu diye mi ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz? | Open Subtitles | لكن كلبي مختفي و أنت ستبعثر هذه البلدة بحثاً عنه؟ |
köpeğim kaçıp geri dönmediği zaman annem de bana böyle sarılmıştı çünkü. | Open Subtitles | لأنه كالمرة التي أمسكتني أمي هكذا عندما هرب كلبي ولم يعد أبدًا. |
Asla bilemeyeceğim bir sevgi çünkü köpeğim masturbasyon yaptığım ilk gün öldü. | Open Subtitles | الحب الذي لن أعرفه أبداً لأن كلبي مات بأول يوم استمنيتُ به |
Düğünümde,beni parka sürükleyen bir köpeğim vardı. | TED | وهاهو كلبي الذي استبقني إلى الحديقة في زفافي. |
Ancak iki köpeğim hariç kimse yoktu ve onlar da ayaklarını çiğniyorlardı. | TED | و لكن لم يكن هناك من أحد ما عدا كلبي الإثنين، وكانا يمضغان أقدامهما فحسب. |
Dağda geçen beş gün beni o kadar değiştirdi ki köpeğim bile beni tanımıyor. | Open Subtitles | خمسة أيام على الجبل غيروني حتى كلبي لا يعرفني. |
Bir keresinde devamlı koyun öldürdüğü için köpeğimi boğmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد أغرقت كلبي ذات مرة لأنه لم يتوقف عن قتل الخراف. |
Çünkü ayrıca köpeğimi yürütüyor, alışverişimi yapıyor ve saçımı kesiyor. | Open Subtitles | جيد، لأنها أيضًا تُخرج كلبي وتشتري بقالتي وتقص لي شعري |
köpeğimi burda bırakmak istiyorum. Uyudukları yeri görebilir miyim? | Open Subtitles | أرغب في ترك كلبي هنا هل يمكنني أن أرى أين ينامون؟ |
Şoförüme emirler veriyorsunuz, bavullarımın yerini değiştiriyorsunuz ve dolu bir tabancayla köpeğimi tehdit ediyorsunuz. | Open Subtitles | و تهدد كلبي بالمسدس الذى تحمله. أهو معبأ ؟ |
Daha fazla zamanım olsaydı eğer köpeğimi oraya gidip parayı alması için eğitirdim. | Open Subtitles | وإذا كان لي المزيد من الوقت و الكثير من الكوكيز كنت سأدرب كلبي للذهاب و الحصول على المال |
Ama köpeğimin tasması yürürken çok gergindi arkadaşız gerginliği gibi de değil. | Open Subtitles | لكن كلبي اذا ذهبنا في نزهة تصبح السلسلة مشدودة ليس وكأننا أصدقاء |
Bugün Pazar ve ben köpeğime söz verdim, onu parka götüreceğim. | Open Subtitles | هذا يوم الأحد ووعدت كلبي بأخذه إلى النزهة |
köpeğimle ilgilenmek gibi bir bağın yok değil mi senin? | Open Subtitles | ليس لديكِ اي اهتمام في التواصل مع كلبي,أليس كذلك ؟ |
Artık sabah kalktığımda düşüneceğim: diğeri için, bir köpek, kedi, hayvan ya da böcek dahi olsa, diğeri için ne yapabilirim? | TED | سوف انهض في الصبح وأفكر ماذا يمكنني ان أفعل لشخص واحد اخر, حتى لكلب, كلبي أو قطتي. حيواني الأليف, فراشتي . |
müstakbel eski karımın köpeği. | Open Subtitles | إنه ليس كلبي ، إنه لزوجتي التي سأطلقها قريباً |
O benim köpeğimdi dostum. O zaman bile seviyordum onu. | Open Subtitles | كان كلبي يا رجل كان يحبني ، حتى عندما فعلتها dog-dawg) لفظ كلب في عامية السود يشبه لفظ صديق نُطقًا *) |
köpeğimden bile nefret ediyor. | Open Subtitles | إذا رأيت كلبي لعلمت أنه من المستحيل كرهه |
köpekçik kayboldu demiştin. Ama onu çöpe atarken gördüm seni. | Open Subtitles | قلتَ لي إنّ كلبي ضاع، رأيتُكَ ترميه في القمامة |