| Ben ilk olarak "Chloe'yi öldür" dürtüsünü neyin tetiklediğini merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا أكثر إهتماماً بالذي تسبب في دافع قتل كلوي منذ البداية |
| Tebrikler Chloe. 24 saat içinde bütün okulu kızdırmayı başardın. | Open Subtitles | تهانينا كلوي خلال 24 ساعه استطعتي لفت انتباه كامل المدرسه |
| Pete, Chloe'ye karşı olan hislerini neden bana hiç anlatmadın? | Open Subtitles | بيت كيف كان بأمكانك ان لاتخبرني عن شعورك حول كلوي |
| Buraya sadece Chloe'nin sağlığını kontrol etmek için geldiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا اصدق بأنك هنا فقط للإطمئنان على صحة كلوي |
| Merhaba, ben Chloe. Şu anda yokum. Mesaj bırakın, sizi ararım. | Open Subtitles | مرحبا كلوي تتكلم ولست موجودة الآن أترك رسالة وسأعاود الإتصال بك |
| Bak, sadece ben değilim, arkadaşım Chloe da planlarını bozdu. | Open Subtitles | حسناً، أنا لست الوحيد. صديقتي كلوي تخلت عن خططها أيضاً |
| Chloe, 3 dakikadan daha kısa süre içinde Derek'i öldürecekler. | Open Subtitles | كلوي , سيقتلون ديريك خلال أقل .. من ثلاث دقائق |
| Lana'yı ellerimin arasından bırakmak yaptığım en zor şeydi, Chloe. | Open Subtitles | التخلي عن لانا هو اصعب شيء قد اقوم بفعله كلوي |
| Tamam, dinle Frank, bu aralar Chloe ile işler iyi gitmiyor. | Open Subtitles | حسناً, اسمع فرانك مؤخراً لم تكون الأمور جيده بيني وبين كلوي |
| Ama genelde hiçbir kadına el kaldırmam. Bunu düşünme bile Chloe. | Open Subtitles | بوجه عام أنا لا أضرب امرأة يا كلوي لا أظن هذا |
| Chloe, endişelenme. Bu, Tanrı'nın kızıl olduğun için seni cezalandırma yolu. | Open Subtitles | كلوي , لا تقلقي , الله يعاقبة لانك لديك شعر أحمر |
| Bazı komplikasyonlar yarandı, ama Chloe çok dirençli bir kız. | Open Subtitles | لقد كانت هُناك بعض التعقيدات, لكن كلوي خرجت منها كالفارسة. |
| Trish üyelik aldığında Chloe adlı bir kadının onu aramaya geleceğini söyledi. | Open Subtitles | عندما تسجلت تريش قالت بأن أمرأة تدعى كلوي قد تأتي للبحث عنها |
| Flora Randy'i Chloe'nin tehdit olduğuna ikna etmiş olmalı. - Vaktimiz azalıyor. | Open Subtitles | ربما قامت فلورا بإقناع راندي أن كلوي تشكل تهديدا ينفد منا الوقت |
| O zaman Chloe'nin bu gerçek zamanlı duygu akışına erişimi olduğunu ve istediği kişilerle paylaşabileceğini hayal edin. | TED | تخيلوا لو كان بإمكان كلوي الوصول إلى هذه البيانات العاطفية المباشرة، ومشاركتها مع من تريد. |
| Hadi Chloe, hemen Sam amcana nasıl "kedi" yazılır göster. | Open Subtitles | هيا يا كلوي لنري العم سام كيف يمكننا رسم كلمة قطة |
| Leslie öldüğünden beri böyle Chloe. | Open Subtitles | كلوي ، هو على هذه الحالة منذ ان ماتت ويسلي |
| - Benim için bir şeyler hissettiğini sanmıştım. - Chloe, sen harikasın. | Open Subtitles | كنت أظن انك تكن مشاعر تجاهي كلوي ، انتِ رائعة |
| Ben televizyonda gördüm. Chloe ve Lonnie. Onlar televizyon karakterleri. | Open Subtitles | لا ، لقد رأيت على التلفزيون كلوي ولوني إنهما شخصيتان تلفزيونيتين |
| Chole, Santa Monica'da her sabah yaptığı gibi köpeği ile plajda yürürken öldürülmüş. | Open Subtitles | كلاهما قتل في مكان علني كلوي قتلت بينما كانت تمشي كلبها على الشاطئ في سانتا مونيكا |
| Annenle baban boşandığında Cloe ve annesi sana her anlamda destek oldu. | Open Subtitles | عندما والديك تطلقوا, كلوي وامها كانو هناك من اجلك. |
| Khloe'nin aldığı kiloları tweetlemesi ne kadar da cesurca bir davranış. | Open Subtitles | الجميع ينتظر ذلك كان شجاعا للغاية من كلوي |
| İşin kötüsü de, Chloé'nin benden uzak olmayı hiç önemsemiyor gibi görünmesiydi. | Open Subtitles | أسوأ جزء هو مدى التجاهل الكامل من ?"? كلوي?"? شعرت بضميري ينفصل. |
| Umarım Clark haklıdır. Yoksa bu çok çirkin kaçacak, Chlo. | Open Subtitles | أتمنى أن (كلارك) محقاً، عدا ذلك هذا سيصبح بشع جداً يا (كلوي) |
| Çok sık olmasa da dolaşım sistemi ya da renal yetmezliklere neden olabilir. | Open Subtitles | بحالات نادرة قد يسبب تصلب الشرايين أو فشل كلوي |
| Hayır, rahatsız olmuştum çünkü sonunda böbrek nakline ihtiyaç duyan bir ülke için diyaliz olduğumu fark etmiştim. | TED | لا، لقد كنت مرتبك لأنني أدركت أخيرًا أنني كنت بمثابة غسيل كلوي لدولة احتاجت عملية زرع كُلْيَة. |