Ama düzelir. elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | ولكن ستكون على ما يرام، سأفعل كلّ ما بوسعي |
İhtiyacınız olan her şey için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل كلّ ما بوسعي لتزويدكما بما تحتاجان إليه |
Bunu yapan insanları bulmanız için elimden geleni yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ فعل كلّ ما بوسعي لمساعدتكم في إيجاد مَن قام بفعل هذا |
Sana söz veriyorum kızına yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım ama seni hiçbir zaman affedemem. | Open Subtitles | وعدتكَ، و سأفعلُ كلّ ما بوسعي لمساعدةِ ابنتك، لكنّني لا أستطيعُ مسامحتكَ أبداً. |
İkinizin de güvende olması için elimden gelen her şeyi yapıyorum, bana inanın. | Open Subtitles | صدّقاني، أنا أفعل كلّ ما بوسعي لإبقائكما بأمان. |
Oyalamak için elimden geleni yapıyorum ama dürüst olmak gerekirse fazla şansım yok. | Open Subtitles | إنّي أفعل كلّ ما بوسعي لإبعادهم، ولكن بصدق، ليس بيدي الأمر. |
Tekrar ayaklarının üzerinde durman için elimden geleni yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أنْ أفعل كلّ ما بوسعي لأساعدك في الوقوف على قدمَيك |
Babanın bunu öğrenmemesi için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل كلّ ما بوسعي لكي أبقي هذا الأمر بعيداً عن والدك |
Beni şu anda dinlemezler muhtemelen ama elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | أقصد، هُم لا يستمعون إليّ الآن، لكن سأبذل كلّ ما بوسعي. |
Güvenle dönmelerini sağlamak için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل كلّ ما بوسعي للحرص على عودتهما بأمان. |
Dedektif, yemin ederim, elimden geleni yapıyorum, | Open Subtitles | أيّها المُحقق، أقسم لك، إنّي أفعل كلّ ما بوسعي. |
Ama dışarı çıktığımda yemin ettim, elimden geleni yapacak ve benimle içeride olanlar gibilerin hayatlarının zaten harcamış olduklarından daha fazlasını kaybetmelerine izin vermeyecektim. | TED | لكن عندما خرجت، عاهدت نفسي أن أقوم كلّ ما بوسعي حتّى أتأكّد أنّ رجالا مثل الذين كنت مسجونا معهم لن يضيعوا المزيد من حياتهم أكثر مما كان أضاعوا بالفعل. |
Yine de sana söylüyorum gücüm yettiğince, o küçük kızın tekrar incinmesini önlemek için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | ...ولكنّني فقط سأخبرك ...أنّني سأفعل كلّ ما بوسعي حتى أحمي هذه الفتاة الصغيرة من أن تتأذّى مرّةً أخرى |
Kusura bakma. elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | ،أنا متأسفٌ فعلتُ كلّ ما بوسعي |
Sadece içimdeki hala kötü bir şey olabileceğine ve bunu durdurmak için elimden geleni yapmam gerektiğine dair o hissi atamıyorum. | Open Subtitles | -أعرف إنّما لا أستطيع استبعاد إحساسي بوقوع مكروه و أنّه عليّ فعل كلّ ما بوسعي لإيقافه |
Tahmin edersin ki onun konumunu korumak için elimden gelen her şeyi yapmaya mecburum. | Open Subtitles | وآمل أنّكَ تعي بأنّي مجبرة على بذل كلّ ما بوسعي لتأمين منصبه |
O yüzden evet, seni geri getirmek için elimden gelen her şeyi yaparım. Hem senin hem de benim için. | Open Subtitles | لذا نعم، سأفعل كلّ ما بوسعي لإعادتك مِنْ أجلكِ و مِنْ أجلي |
Ben de Özel Faaliyetler'in eline geçmeni engellemek için elimden gelen her şeyi yapayım. | Open Subtitles | وسأفعل كلّ ما بوسعي لإيقاف قسم النشاطات الخاصة من وضع أيديهم عليك. |
Bana anlatırsan, seni sahaya döndürmek için elimden gelen her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أخبرني، وسأفعل كلّ ما بوسعي لأعيدك هناك إلى الميدان |
Ona elimden gelen her şeyi yaptığımı söyleyebilmeyi dilerdim. | Open Subtitles | ليتني استطعت إخباره بأنّي فعلت كلّ ما بوسعي |
Ve sana söz veriyorum onları bulmak için tüm gücümü kullanacağım. | Open Subtitles | و أعدكَ أن أفعلَ كلّ ما بوسعي لإيجادهما. |
Babamın dediği gibi onu korumak için her şeyi yapmalıyım. | Open Subtitles | وكما قال والدي عليّ أن أفعل كلّ ما بوسعي لحمايته |