İnsanlar muhteşem kreasyonlarını göstermek için dünyanın dört bir yanından San Diego'ya geliyor. | TED | يسافرُ الناس إليه من كل أنحاء العالم ليعرضوا إبداعاتهم المدهشة على أرض سان دييغو. |
İnsanlar dünyanın dört bir tarafından öğrenmek için geliyorlar. Ve sonra da geri dönüp, bu tohumları nasıl toplayacaklarını planlıyorlar. | TED | يأتي الناس من كل أنحاء العالم ليتعلموا. وبعدها يرجعون ويخططون كيف بالضبط سيقوموا بأخذ هذه البذور. |
buna benzer cisimlerin dünyanın her yanına indiğine dair raporlar alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتلقى تقارير أن الأجسام مماثلة هبطت ديك كل أنحاء العالم. |
Bruce Lieb tüm dünyaya yayılmış onlarca insandan milyarlar çalmış bir şirket avcısı. | Open Subtitles | بروس ليب شخص فاسد سرق البلايين من كل أنحاء العالم |
tüm dünyada kullandığımız bir teknikle bebekler ve her dilden sesler üzerinde çalışmalar yapıyoruz. | TED | لذا فقد عكفنا على إجراء دراسة على الأطفال بإستخدام نفس التقنية التي نطبقها في كل أنحاء العالم وأصوات كل اللغات. |
Yaygınlığı da dünya çapında hızla artmaktadır. | TED | حيث إنتشاره يرتفع بسرعة في كل أنحاء العالم |
Aldıklarını tüm dünyadaki sığınaklarına götürdüler. | Open Subtitles | و الغنيمة كانت متناثرة في مخابئ في كل أنحاء العالم |
Ben tüm dünyayı, bu tarz giyinerek dolaştım. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى كل أنحاء العالم وأنا البي هذه الملابس |
tüm dünya da görüyorsunuz hepimiz bunu yapma eğilimindeyiz. | TED | حسنا. نحن جميعاً نقوم بذلك وتراها في كل أنحاء العالم. |
dünyadaki tüm bilim adamları güneş panellerini daha verimli ve ucuz yapmaya çalışıyorlar. | TED | العلماء في كل أنحاء العالم يركزون على جعل ألواح الطاقة الشمسية أرخص وأكفأ. |
dünyanın dört köşesinden insanların nasıl ince ayar yaptığına dair çılgın örnekler var. | TED | وهناك نماذج مجنونة من كل أنحاء العالم لكيفية ضبط الناس للنظام. |
dünyanın dört bir yanında sizin o uğursuz büyükelçilerinizi... öldürüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقتلون سفراءكم الأشرار في كل أنحاء العالم |
Yapacağınız şey, dünyanın dört bir köşesindeki şehirlerden... 365 kişi seçip... gerçek zamanlı 24 saatlik belgesellerini çekmek. | Open Subtitles | ما سنفعله ، أن نعثر على 365 شخص من مدن مختلفه من كل أنحاء العالم |
Bir el bombası yutup, yeteneğinin dünyanın her tarafında patlatmasına sebep olamaz. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تبتلع قنبلة وتدع موهبتها تتفجر في كل أنحاء العالم |
Ve dünyanın her ucundaki engelli insanlar bizdeki gibi kanunlar istiyorlar ve bunların uygulanmalarını istiyorlar. | TED | وذوو الاحتياجات الخاصة في كل أنحاء العالم يريدون قوانين مثل قوانيننا، ويودون تطبيق هذه القوانين. |
Desentralize, sunucuları tüm dünyaya yayılmış görünüyor. | Open Subtitles | إنه لا مركزي ، يعمل على خوادم في كل أنحاء العالم |
Şu anda tüm dünyada bu faaliyeti sürdürüyoruz İrlanda'dan, İran'a, Türkiye'ye ve heryere ulaşıp, dünyayı değiştirebileceğimizi düşünüyoruz. | TED | نحن نقوم بذلك في كل أنحاء العالم الآن، من إيرلندا إلى إيران وتركيا، نحن نرى أنفسنا نذهب إلى كل مكان لتغيير العالم. |
dünya çapında bu bitkilerin yaşadığı söylenen yerleri işaretleyen binlerce insan var. | TED | لديهم آلالاف البشر في كل أنحاء العالم يذهبون لأماكن حيث توجد هذه النباتات. |
Şu an tüm dünyadaki herkes için yetecek miktarda grip aşısını, Amerika'da aptığımız harcamanın yarısı maliyetinde üretebildiğimizi hayal edin. | TED | تخيل لو أمكننا إنتاج كمية كافية من لقاح الإنفلوانزا تكفي للجميع في كل أنحاء العالم بنصف النفقات التي نستهلكها الآن في الولايات المتحدة. |
Ben tüm dünyayı görmek. | Open Subtitles | ورأيت كل أنحاء العالم |
tüm dünya genelinde bana hemen hemen çok benzer gelen bir hikâye söylendi... | TED | في كل أنحاء العالم قيلت لي القصة نفسها تقريبا وبحذافيرها |
Bu durum, en kötü sorunlardan birine sebep oluyor, dünyadaki tüm ülkelerde giderek daha fazla kadının alınıp cinsel köle olarak kullanılıyor olmaları. | TED | وهذا يقودنا إلى أسوأ مشكلة، هو أن النساء تُشترى وتوضع في العبودية الجنسية بشكل متزايد في كل أنحاء العالم. |