Yapması gereken tek şey ne istediğini bilmesi ve bunun için çalışması. | Open Subtitles | كل ما عليه فعله هو أن يعرف ما يرد ويعمل بجد كي يصل إليه |
Çünkü hayatında yapması gereken tek şey, ona ait olanları korumaktı. | Open Subtitles | لأن كل ما عليه فعله في الحياة هو حماية ما هو له |
Kadınların yanındayken gevşeyemiyor, oysa yapması gereken tek şey o. | Open Subtitles | حالما يتواجد مع النساء، يبدو وكأنه غير قادر على الاسترخاء، وهذا كل ما عليه القيام به. |
Yani, artık yapması gereken tek şey, uyanmak. | Open Subtitles | لذا.. كما تعلم, أعني, كل ما عليه فعله الآن هو الإستيقاظ |
Kim olduğu umurumda değil. Tek yapması gereken teslim olmak. | Open Subtitles | لا أكترث من يكون، كل ما عليه فعله هو الاستسلام |
Tek yapması gereken makarayı sarmak. | Open Subtitles | كل ما عليه أن يفعله هو أن يدفع بك للترنح فى |
Bilir ki, yapması gereken tek şey bir yaban domuzu öldürdüğünde değiş tokuş yapacak kadar büyük olmalıdır | TED | كل ما عليه أن يتأكد من أنه عندما يقتل خنزير يكون كبير بما يكفي لأن يتشاركه . |
Şimdi yapması gereken tek şey, herhangi birisine asılmak. | Open Subtitles | كل ما عليه الآن أن يتصاحب مع إحداهن |
Yapması gereken tek şey yeni açtığımız oto galerisine gelmek. | Open Subtitles | كل ما عليه ان يحضر الي معرضنا الجديد |
- Yapması gereken tek şey, hediye götürmek ve gülümsemek. | Open Subtitles | كل ما عليه فعله إحضار هدايا والإبتسام |
Yapması gereken tek şey şu. | Open Subtitles | كل ما عليه أن يفعل هو هذا |
Yapması gereken tek şey onu sevmemek. | Open Subtitles | كل ما عليه هو ألا يحبه. |
Dosyalarda ırk yazmaz. Tek yapması gereken künyeleri değiştirmekti. | Open Subtitles | الملفات لا تبين الجنس كل ما عليه فعله تبديل كل شىء |
Tek yapması gereken, aktif görev için yoklama vermeden önce bu mektubu yollamak. | Open Subtitles | كل ما عليه فعله هو ارسال هذه الرسالة قبل أن يتم طلبه |