ويكيبيديا

    "كنت محظوظا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şanslısın
        
    • şanslıydın
        
    • Şanslıymışsın
        
    • şanslı
        
    • Şansım yaver
        
    • şanslıyım
        
    • Şanslıysam
        
    • ben şanslıydım
        
    • şanslıysanız
        
    • Şanslısın ki
        
    • Şansın yaver gitti
        
    • şansınız
        
    - Eh en azından bir zamanlar ona sahip olduğun için şanslısın. Open Subtitles حسنا، على الأقل كنت محظوظا أن يكون له. القوس نجاح باهر، وصديق قديم.
    Biliyormusun, o kazadan kırık bir el ve burkulmuş bir bilek ile ... kurtulduğun için çok şanslısın. Open Subtitles لقد كنت محظوظا في ذلك الحادث , لتفلت من العقاب , مع يد واحد فقط , وكسر إصابة في الكاحل.
    Ama senin için oraya tekrar gitmek... Geçen sefer dışarı çıkabilmekle çok şanslıydın. Open Subtitles لقد كنت محظوظا جدا لكي تهرب في المرة الأولى ولكن من أجل أن تعود لهناك مرة أخرى
    Şanslıymışsın. Open Subtitles لقد كنت محظوظا.
    Gerçek şu ki, kendimi şanslı hissediyorum, çünkü dünyanın her yerinde gösterimi sergileme imkanı buldum, Orta Doğuda da birçok kez şov yaptım. TED ولكن الحقيقة هي ، لقد كنت محظوظا للحصول على فرصة العرض في جميع أنحاء العالم ، وقمت بالعديد من العروض في الشرق الأوسط.
    Şansım yaver giderse, gelecek Başkanınla bir ilişkim olsun istiyorum. Open Subtitles وبعد ذلك، لو كنت محظوظا علاقة وطيدة مع رئيسكم القادم
    Bu teknoloji konusunda oldukça şanslıyım: birden herkes hazırdı, tüm dünya bunu kabul etmeye hazır. TED لقد كنت محظوظا حقا مع هذه التكنولوجيا فوجئ الجميع أن هذا الأمر تم والعالم على استعداد لقبول ذلك
    Eğer Şanslıysam, büyüdüğümde senin gibi Air Supply dinlerim. Open Subtitles إذا كنت محظوظا,سأكبر وابقى استمع لفرقة اير سبلاي مثلك
    Hatta ben şanslıydım, bazı insanlar kör oluyor, sağır yada felç. Open Subtitles لقد كنت محظوظا أيضا، بعض الناس أصيبوا بالصمم أو العمى أو بالشلل
    Eğer gitmişse, gitmiştir. Eğer gerçekten şanslıysanız, aşağıdan büyüyen birşeyler bulabilirsiniz. TED إذا انها ذهبت، انها ذهبت، وإذا كنت محظوظا حقا قد تحصل على شيء متزايد من أسفل القاع.
    şanslısın, seni burada İsa'nın gözleri önünde boğazlamıyorum. Open Subtitles كنت محظوظا انني لا يمكنك خنق هنا في عيون المسيح.
    Şu an polisi arayıp seni yakalattırmadığımız için şanslısın. Open Subtitles كنت محظوظا ونحن لا ندعو للشرطة ولقد ألقي القبض عليك في الوقت الحالي.
    Eski güzel zamanlarda büyüdüğün için şanslısın. Open Subtitles انت كنت محظوظا لتكبر في مثل هذه الاوقات المثالية
    Bu sefer gerçekten şanslıydın. Şansını zorlama. Open Subtitles كنت محظوظا جدا هذه المرة، لا تتباهى كثيرا
    Bütün o insanları kurtarabildiğin için çok şanslıydın. Open Subtitles لقد كنت محظوظا للحصول كل هؤلاء الناس إلى بر الأمان.
    Doğrusunu söylemek gerekirse o konuda şanslıydın. Kahraman değilim dedin. Open Subtitles لا ، بأمانة ، كنت محظوظا في هذا أنتقلت،" أنالست بطلاً"
    - Şanslıymışsın. - Evet. Open Subtitles لقد كنت محظوظا - نعم -
    Şanslıymışsın. Open Subtitles - حسنا، كنت محظوظا. - مم-هم.
    dört kızkardeşim vardı.Fakat tek şanslı ben olabildim. TED ولكنني كنت محظوظا باني استطعت الحصول على ذلك التعليم, وكذلك أخواتي الأربع
    Şarkı söyleyebilecek kadar şanslı olsaydım çevremdekileri güzel nağmelerle eğlendirmekten memnuniyet duyardım. Open Subtitles لو كنت محظوظا بقدرتى على الغناء لسعدت بالتكرم وأمتاع الحاضرين
    Benim Şansım yaver gitti. Telefon numarasını verdi. Open Subtitles كنت محظوظا, فلقد أعطتني رقم هاتفها
    Herkes bunun peşinde. şanslıyım ki aldım. Open Subtitles أعنى ، أن الكل سيجن من أجلها كنت محظوظا بالحصول عليها
    Eğer o kadar Şanslıysam, niye hala bana numarayı veremedin? Open Subtitles إذا كنت محظوظا لم لم تزودني الرقم الى الآن
    ben şanslıydım, annen hep oğlan doğurdu. Open Subtitles لقد كنت محظوظا , دائما محظوظا مع أمك
    Bizim eğitim sistemimizde eğer şanslıysanız bunların hepsini sonradan yaparsınız: spor, tiyatro, müzik. TED ان انظمتنا التعليمية تقوم بكل ذلك لاحقا .. ان كنت محظوظا فالرياضة والتمثيل والموسيقى
    şanslısın ki insan hayatına her şeyden fazla değer veriyorum. O hayat sona ermek için bu kadar istekli olduğu halde hem de. Open Subtitles كنت محظوظا وأنا أقدر قيمة الحياة, حتى إذا كان ينبغي أن لا يتم حفظ تلك الحياة.
    Şansın yaver gitti, Dr. Savetti. Open Subtitles كنت محظوظا د.سافيتي.
    Varlıklı bir işadamı olmak için yeteri kadar şansınız olsaydı ya da etkili bir gazeteci, doktor, belki telefon sahibi olurdunuz. TED إذا كنت محظوظا بما فيه الكفاية لتكون رجل أعمال غني أو صحفي مؤثر، أو طبيب، أو شيء من هذا القبيل، قد تحصل على هاتف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد