Donanmanın şerefli erkek ve kadınları özgürlük için savaşıyorlar. | Open Subtitles | رجال و نساء البحرية المتفانين يحاربون لأجل الحرية |
Sizinleyiz, Efendim! Sparta için! özgürlük için. | Open Subtitles | جميعنا معك, سيدى لأجل إسبارطة, لأجل الحرية |
özgürlük için ona evet dedirtmek için halkı zorlamamız gerek. | Open Subtitles | لأجل الحرية يجب أن ندفعهم لقول ما نريده. |
özgürlük için kanunsuz olma, sessizler için konuşma bize kaldı. | Open Subtitles | يعود الأمر لنا أن نتكلم بصوت الذين لا صوت لهم نكون خارجين عن القانون لأجل الحرية |
Onlar dışarıda özgürlükleri için savaşırken biz de içerde onları hayal ediyorduk. | Open Subtitles | بينما كانوا يحاربون لأجل الحرية بالخارج كنا نحلم بها و نحن داخل السجن |
özgürlük için savaşacaklar onları özgür kılan kişi için. | Open Subtitles | "سيقاتلون لأجل الحرية الشخص الذي منحها لهم" |
Ben özgürlük için savaşıyorum. | Open Subtitles | أنا أقاتل لأجل الحرية. |
özgürlük için baştan çıkarıyor adalet için yokuşları tırmanıyor ve bağımsızlığın ışığını yakıyorum. | Open Subtitles | (آمب) يرتجل لأجل الحرية يتسلّق العوائق لأجل العدالة ويشعل نور الحرية |
- özgürlük için. | Open Subtitles | - لأجل الحرية - |
Sparta için, özgürlük için. | Open Subtitles | لأجل سبارتا لأجل الحرية . |
Onlar özgürlükleri için kıllarını kıpırtdatmazlar. | Open Subtitles | لن يقصوا شعرة لأجل الحرية |