İşte böyle bebeğim. Hayatım boyunca bir hizmetçim olsun diye beklemiştim. | Open Subtitles | أجل، عزيزتي، إنتظرتُ طوال حياتي لأحظى بخادمة. |
Evde etrafı toparlayıp temizleyen biri olsun diye odayı kiraya vermedim. | Open Subtitles | ليس هذا السبب لتأجيري الغرفه لأحظى بشخص ليرتب المكان و ينظف المنزل |
36 yaşındayım. Çocuk sahibi olmak için bu benim son şansım olabilir. | Open Subtitles | أنا فى السادسة والثلاثين وربما تكون هذه هى فرصتى ألخيرة لأحظى بطفل |
Kedi sahibi olmak için yaşlıyım. Kutuya sıçmama altı ay falan kaldı benim de. | Open Subtitles | إنّني كبيرٌ لأحظى بقطّة، إنّي على بعد 6 أشـهر من أن أتغوّط في صندوق. |
Hayat hakkında iyimserci olmak için gerekenden fazla şey biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف الكثير عن الحياة لأحظى بأية تفاؤل |
Bebeğim olsun diye elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلتُ كل شئٍ استطيع فعلهُ لأحظى بطفلٍ |
Telefon numaranı alabilir miyim? Sadece elimde olsun diye. | Open Subtitles | هل ستعطيني رقم هاتفك , فقط لأحظى به ؟ |
Hayır, ben bir aile sahibi olmak için tıbbı bıraktım. | Open Subtitles | كلا, أنا تركت الطب لأحظى بعائلة |
Çocuk sahibi olmak çok güzel bir şeydi. | Open Subtitles | كما تعرف كان شيء هام لي لأحظى برضيع. |
Çocuk sahibi olmak için çok gencim. | Open Subtitles | أنا صغيرة جداً لأحظى بطفل |
Schmidt, bu benim çocuk sahibi olmak için tek şansım olabilir. | Open Subtitles | "شميت" قد تكون هذه فرصتي الوحيدة لأحظى بطفل . |
Sen delisin. Onunla olmak için neler vermezdim. | Open Subtitles | أنتِ مجنونه، سأتبرع بنفسي للتشريح لأحظى بما لديكِ |
Söylesene,... ..onunla birlikte olmak için geleneksel bir engeli yok saymam doğru olur mu? | Open Subtitles | أخبريني... هل من المبرّر أن أتجاوز عائقًا من العادات لأحظى بها؟ |
Size çok şey borçluyum. Siz olmasanız, asla ikinci bir şansım olmazdı. | Open Subtitles | اسمعي، أنا مدين لكِ بمعروف كبير، ولمْ أكن لأحظى بفرصة ثانية لولاكِ. |
Ülkemde krallık için on üçüncü sıradayken hiç şansım yoktu. | Open Subtitles | بصفتي في المرتبة الثّلاثة عشر لأحكم مملكتنا فما كنت لأحظى بتلك الفرصة |