Bu hikâyeyi bir daha anlatmamı isteme, Çünkü bu bir kardeşe insanlık üzerine tüm umutları kaybettirecek türden bir hikâye. | Open Subtitles | لا تخبرني بأن أحكي لك هذهِ القصة ثانية لأنّ ذلك هو نوع القذارة الذي يجعل الشخص يفقد آماله في الإنسانية |
Çünkü bu ona yemesi için daha fazla zaman veriyor. | Open Subtitles | من الوضح انّه يهمّ لأنّ ذلك يعطيه وقت أكثر للأكل |
Çünkü bu, birilerinin kendi ellerini de kirletmesini sağlar. Ben polisim, adamım. | Open Subtitles | لأنّ ذلك قد يجعل بعض الأشخاص يأخذون زمام الأمور بأيديهم |
Dostum, o akıl hastası zenciye öyle güzel davranmalısın ki Çünkü o orospu çocuğu, seninle konuştuğu ölçüde seni öldürür. | Open Subtitles | يا رجل، عليك أن تعامل ذلك المعتوه بلطف لأنّ ذلك اللعين سيقتلك بقدر ما يتحدث معك |
Herşeyi yanlış anlamışsın bebğim, ...Çünkü o, senin paran değil. | Open Subtitles | لقد فهمت الأمر على نحوٍ خاطئ يا جميلتي لأنّ ذلك ليس مالك |
Belki bu yıl haricinde, Çünkü bu adam paramı aldı. | Open Subtitles | بإستثناء هذا العام لأنّ ذلك الرجل أخذ أموالي |
Çünkü bu doğru olsa bile, böbürlenmek olurdu. | Open Subtitles | لأنّ ذلك سيكون مُفاخرة، حتى لو كان صحيحاً. |
Çünkü bu sayede, hissettiğim acı çekip gidiyordu. | Open Subtitles | لأنّ ذلك جعلني أشـ .. الألم الذي شعرتُ به انسل خارجاً |
Neye ihtiyacın olduğu umurumda değil, Çünkü bu seninle ilgili değil. | Open Subtitles | لا آبه لحاجتكِ، لأنّ ذلك الأمر لا يدور بشأنك |
O odayı saf ve temiz bırakamayız Çünkü bu büyük bir trajedi olur ve bugün güzel bir gün. - Gidelim. - Ne? | Open Subtitles | لأنّ ذلك سيكون مأساة، وهذا اليوم يوم سعد |
Evet. Garip ama kötü değil. Çünkü bu sadece buzdağının tepesi. | Open Subtitles | أجل، غريب، ولكن جيّد لأنّ ذلك مجرّد غيض من فيض |
Çok komik Çünkü bu beni başka hangi konularda hatalı olduğunu düşünmeme yol açıyor. | Open Subtitles | ذلك مُضحك، لأنّ ذلك يجعلني أتسائل عمَّ كنتَ مُخطئًا أيضًا. |
Doğru Çünkü bu onu daha az erkek gösterir. | Open Subtitles | صحيح، لأنّ ذلك سيجعله يبدو وكأنّه أقلّ رجولة. |
Hayır gömmezdin Çünkü bu seni, ondan daha üstün biri yapmazdı. | Open Subtitles | كلاّ، لن تفعل ذلك، لأنّ ذلك لن يجعلك أفضل منه. |
Bu yüzden sizinle kontrol ediyorum Çünkü bu ekstra maliyet gerektirir. | Open Subtitles | ولهذا جئتُ لأعلمكِ، لأنّ ذلك سيتطلب تكاليف إضافية. |
Umarım nereye gittiğini biliyorsundur Çünkü o duman şey bizden çok daha hızlı koşuyor. | Open Subtitles | آمل أن تكون عالماً بوجهتكَ لأنّ ذلك الدخان يجري أسرع منّا بكثير |
Bulursanız, bana haber verin. Çünkü o cihaz bana ait. | Open Subtitles | إن وجدتموه، فعليكم إعلامي بذلك لأنّ ذلك الجهاز ملكي |
6 ay öncesine giderek, ...Çünkü o zamandan beri doluyuz. | Open Subtitles | تعود بالوقت لستة أشهر ، لأنّ ذلك هو الوقت الذي حُجزت فيه |
Çünkü o sana ihanet edecek. Çünkü onun için en ideal seçenek bu. | Open Subtitles | لأنّه سيخونك، لأنّ ذلك هو ما ينصبّ في مصلحته. |
Muhtemelen akşam yemeğini iptal etmeliyiz, Çünkü çok uygunsuz kaçar. | Open Subtitles | وربّما يجب أن نلغي العشاء لأنّ ذلك سيكون محرجـًا |
Bunu söylüyorlar, çünkü öyle olmasını istiyorlar. | Open Subtitles | إنه الجيش -يقولون هذا لأنّ ذلك ما يريدونه |
Son seferde çok işe yaradı ya. | Open Subtitles | لأنّ ذلك أدهشنا آخر مرّة. |