Bu fotoğrafa bayılıyorum, çünkü bu başkasının odası ve bu ise onun. | TED | أنا أحب هذه الصورة ، لأن هذه غرفة شخص آخر وهذه غرفته. |
Neden? çünkü bu teknolojiler Silikon Vadisi'nin dilini konuşuyor ve doğal biyolojik duyu organlarıyla aynı ağız olmuyor bu dil. | TED | لماذا؟ لأن هذه التقنيات ذات طابع متفرد إنها تتحدث بلغة وادي السيليكون وهي ليست نفس لهجة أعضاء الحس الحيوية لدينا |
çünkü bu benim hayatım, Jackie. Ne eğlenceli, ne de gösterişli. | Open Subtitles | لأن هذه هي حياتي يا جاكي ، ليست ممتعة ولا ذكية |
Söyleyeceğin her şey aleyhinde delil olarak kullanılabilir, Çünkü burası Amerika Birleşik Devletleri. | Open Subtitles | ،أيّ شيء تقوله سيستخدم ضدّك في المحكمة لأن هذه هي الولايات المتحدة الأمريكية |
Ve daha da kötüleşiyor, çünkü bütün bu rakamlar yükseliyor çünkü bunlar genel olarak yaşa bağlı hastalıklar ve giderek daha uzun yaşıyoruz. | TED | وتزداد الأمور سوءًا، لأن كل هذه الأرقام في تزايد لأن هذه إلى حد كبير هي الأمراض المرتبطة بالعمر، ونحن نعيش مدة أطول. |
Artık sesime aşina olmuşsundur çünkü bu bıraktığım dördüncü mesaj. | Open Subtitles | حتى الآن، أنت مألوف بصوتِي لأن هذه الرسالةُ الرابعةُ تَركتُ. |
Onları reddettim, çünkü bu üniversiteler kısmen de olsa, kamu fonları tarafından destekleniyordu. | Open Subtitles | وقد رفضت تسلم كلتاهما لأن تلك الجامعات لأن هذه الجامعات مدعومة بالأموال العامة |
çünkü bu, Sontaranların normal savaşma şekli değil. Neyin peşindesiniz? | Open Subtitles | لأن هذه ليست حربَ سونتارن عادية إلى ماذا تخططون ؟ |
Bu iyi, çünkü bu müzik berbat ve bunu dinleyenler arızalı. | Open Subtitles | ذلك جيد, لأن هذه الموسيقى سيئة و من يستمع إليها مريض |
Latince yazılı çünkü bu Orta Çağ döneminden bir belge. | Open Subtitles | كتب باللغة اللاتينية لأن هذه وثيقة تعود إلى العصور الوسطى |
çünkü bu mucizeyle, sanki bir şeyler onları devam etmeye yönlendiriyor. | Open Subtitles | لأن هذه المعجزة كما لو أن شيء ما يطلب منهم الاستمرار |
Dinle, girmelisin dostum çünkü bu votka içerdeki her canlıyı öldürüyor. | Open Subtitles | يجب عليك النزول، لأن هذه الفودكـا ستقتل أي شيء حي هنـا. |
Neyse, benim de çamaşır atmam lazım çünkü bu kıyafetler çok pis. | Open Subtitles | بأي حال، أحتاج أن أغسل ملابسي أيضًا، لأن هذه الملابس قذرة للغاية. |
Burada kalamayız çünkü bu şey hiçbir işe yaramayacak, tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكننا البقاء هنا، لأن هذه الألواح لن تفيدنا بشئ، حسناً؟ |
Heyecan verici, çünkü bu zihin ile kontrol edilebilen bir quadcopter. | Open Subtitles | إنه مثير لأن هذه طائرة رباعية يُتحكم بها عن طريق العقل |
Işığa doğru gel, arkadaşım, Çünkü burası sayılar kilisesi ve her gün Pazar. | Open Subtitles | حسناً، خطوة في الضوء يا صديقي لأن هذه كنيسة الأرقام وكل يوم هو الأحد |
Işığa doğru gel, arkadaşım, Çünkü burası sayılar kilisesi ve her gün Pazar. | Open Subtitles | حسناً، خطوة في الضوء يا صديقي لأن هذه كنيسة الأرقام وكل يوم هو الأحد |
Hayır, yapmayacaksın. Çünkü burası "Dileklerinizi Yerine Getirelim Kurumu" değil. | Open Subtitles | لا، أنت لَسْتَ، لأن هذه لَيستْ مؤسسة تمنّى. |
Mantıklı, çünkü bunlar en şiddetli etkilenen hücreler. | TED | وهذا منطقي لأن هذه الخلايا هي الأكثر تعرضاً للأصابة بحكم كونها الأكثر إنقساماً |
Ama o plajdaki, Mai Khao plajındaki, insanları değil, çünkü o küçük kız, bir ay önceki coğrafya sınıfından bir bilgi hatırladı. | TED | ولكن ليس على هذا الشاطئ، ليس على شاطئ ماي خاو، لأن هذه الطفلة تذكرت حقيقة واحدة من مدرس الجغرافيا لها قبل شهر. |
- çünkü bu dürbünün faturası. | Open Subtitles | لأن هذه فاتورة المنظار إنها كفيلة بإثبات |
Bence dinlemelisin Çünkü bunu söyleyeceğim tek an, bu an. | Open Subtitles | الآن تحتاج إلى الاستماع بالنسبة لي، لأن هذه هي المرة الوحيدة التي |
çünkü bunun benim not ortalamama bir hayrı yok. | Open Subtitles | لأن هذه لن تفيدني في رفع معدّلي الدراسي. |