Ama bunca şeyin ardından, sanırım ona bir yılbaşı hediyesi vermeniz durumunda kız arkadaşımı becermesini seyretmek yerine emekli olmayı tercih edeceğimi söylememe gerek yoktur? | Open Subtitles | لكن بعد كل ما خضناه، متأكد لا أحتاج لإخباركم أنه حتى لو أرسلتوا إليه لحمًا في العيد، سأفضّل التقاعد على أن أرى ذاك الرجال يعاشر خليلتي. |
Hangisi bilmiyorum ama tıpta olasılıkların sınırlı olmadığını söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لستُ واثقة و لستُ بحاجة لإخباركم... إنّ ما هو ممكن في الطب غير محدود |
Ancak ben size şunu söylemek için buradayım bu büyü öğretilebilir. | TED | لكنني هنا لإخباركم بأن السحر يمكن أن يلقّن. |
Son geliştirdiğimiz teknolojiyi sizlere anlatmak için çok heyecanlıyım. | TED | أنا متحمس لإخباركم عن هذه التقنية الحديثة التي طوّرناها. |
Buraya sadece şu film gecesinin Joe'nun evinde olacağını söylemeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لإخباركم ليلة الفيلم تم نقلها إلى منزل جو |
Maalesef sizinle korkunç bir olayı paylaşmak zorundayım. | Open Subtitles | للأسف أنها ستكون مهمتي لإخباركم ببعض المستجدات السيئة |
Size söylemem gereken önemli bir şey olduğuna eminim. | Open Subtitles | أشعر متأكد بأنه لدي شيئا ما مهم لإخباركم |
Sanırım söylememe hiç gerek yok. | Open Subtitles | أظنّ أنّي لستُ بحاجة لإخباركم |
Ben de sizlere fiyatlari artimamizin zamanin geldigini söylemek için buradayim simdi artiriyorum. | Open Subtitles | أنا هنا لإخباركم أن موعد الإستحقاق , تم تقديمه ولذلك الآن أنا هنا لأضغط عليكم |
Ben de sizlere fiyatları artımamızın zamanın geldiğini söylemek için buradayım şimdi artırıyorum. | Open Subtitles | أنا هنا لإخباركم أن موعد الإستحقاق , تم تقديمه ولذلك الآن أنا هنا لأضغط عليكم |
Danışmanınız olarak size uyuşturucu, alkol ve bunların neden kötü olduğunu anlatmak için buradayım. | Open Subtitles | حسناً باعتباري مستشاركم أنا هنا لإخباركم عن الكحول والمخدرات ولماذا هي سيئة، مفهوم؟ |
Bu yüzden bunun bir şaka olmadığını anlatmak için buradayız. | Open Subtitles | لذلك نحن هنا لإخباركم أن الأمر ليس مزحة. |
Romadan henüz geldik , bu dakikada ... geldik ve siz çocuklara ... ırkımızın en soylu ırk olduğunu söylemeye geldim. | Open Subtitles | حسنا لقد اتيت في الحال من روما في تلك اللحظة اتيت لإخباركم بكل ما يجب ان تعرفوا ايها الاصدقاء بأن جنسنا جنسا رئيسيا فريد |
Size gerçeği söylemeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا اليوم لإخباركم الحقيقة |
Maalesef sizinle korkunç bir olayı paylaşmak zorundayım. | Open Subtitles | للأسف أنها ستكون مهمتي لإخباركم ببعض المستجدات السيئة |
Ve Size söylemem gereken şu ki 400 dönüm araziden 18 ton sığır eti, 13 ton domuz eti, 25.000 düzine yumurta, 20.000 piliç, 1.000 hindi, 1.000 tavşan -- kocaman miktarda gıda. | TED | وما أحتاج لإخباركم به هو أنه على ١٠٠ هكتار هو يأخذ ٤٠٠٠٠ رطل من اللحم، ٣٠٠٠٠ رطل من لحم الخنزير ٢٥٠٠٠ درزن بيض ٢٠٠٠٠ دجاجة ١٠٠٠ ديك رومي ١٠٠٠ أرنب قدرا عظيما من الطعام |
- Bu acımasızlık. Size söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هذا قاسي - لدي شيء لإخباركم جميعاً - |