ويكيبيديا

    "لإعادته" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • geri almak için
        
    • geri getirmek için
        
    • Onu geri getirmeye
        
    • geri götürmek için
        
    Ve geri almak için tek yol bizim bozuk için büyük bir kötülük içindir. Open Subtitles و الطريقة الوحيدة لإعادته هو بإدخال شر كبير لعالمنا
    Bu durumda bile, geri almak için tonla para ödüyorsun. Open Subtitles وحتى الآن ، عليك أن تدفع الأورو لإعادته. على ماذا يتضمن القرص الصلب ، دانيال؟
    Onu geri getirmek için yapabileceğim hiç birşey yoktu. Open Subtitles كان هناك لا شيءُ أنا يُمْكِنُ أَنْ لإعادته.
    Kardeşini kaybettiğini ve onu geri getirmek için elinden geleni yapacağını biliyorum. Open Subtitles أعلمُ أنكَ فقدتَ أخاك، وستفعلُ مابوسعك لإعادته
    Bu binanın tamamında bile Onu geri getirmeye yetecek güç yok. Open Subtitles لا توجد طاقه كافيه فى المبنى لإعادته
    Onu eve geri götürmek için her şeyi yaparım. Open Subtitles -مستعدّة لفعل ما يلزم لإعادته إلى الديار؟
    Ve bunu geri almak için peri tozu gerekecek. Open Subtitles لقد أضعتَ شيئاً و سنحتاج إلى غبار الحوريّات لإعادته
    - Hayır. Onu geri almak için ne isterlerse öderim. Open Subtitles سأدفع أى شيء لإعادته إنه أخى الصغير
    Seni incittiğimi biliyorum ve bunu geri almak için yapabileceğim hiçbir şey yok. Open Subtitles أعرف بأنني آذيتك ، وها - وهناك لا شيء الذي أنا يمكن أن أعمل لإعادته
    Efendi'nin planının tamamlanması için önemli olduğunu biliyorum bu yüzden, geri almak için elinden geleni yapacak. Open Subtitles -أعلم أنه ضروري من أجل إكمال خطة "السيد" لذا سيفعل ما بوسعه لإعادته.
    - Belki de geri almak için geldiler. - Bizimle birlikte! Open Subtitles وربما يأتي لإعادته - معنا -
    - Ve belki o geri almak için geldi. - Bizimle birlikte. Open Subtitles وربما يأتي لإعادته - معنا -
    Bunu hissettiğim sürece onu geri getirmek için savaşmamız gerektiğini biliyordum. Open Subtitles وطالما أشعر به هنا أشعر بالحاجة للقتال لإعادته
    Ama biri onu kaçırdı, ben de onu geri getirmek için var gücümle çalışıyorum. Open Subtitles لكن شخص ما أخذه ولقد فعلت كل ما بوسعي لإعادته
    Onun ölümünü kardeşimizi geri getirmek için kullanmak adil oluyor. Open Subtitles فمن الملائم تسخير موتها لإعادته إلى البيت.
    Onu eve geri getirmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Open Subtitles علينا فعل كل ما يلزم لإعادته للوطن
    Onu geri getirmek için yeterli enerji olacak ama burada tutmak için yeterli enerji olmayacak. Open Subtitles بالكاد كانت كافية... لإعادته لكنها لن تكفي لتبقيه حياً على الأرجح
    Çünkü onu geri getirmek için şükela bir planım var? Open Subtitles لأنني اختلقت خطة جميلة لإعادته للحياة؟
    Onu geri getirmeye gidiyoruz. Open Subtitles نحن فقط سنذهب لإعادته
    Onu geri getirmeye gücüm yetmedi. Open Subtitles لم أكن قويا كفاية لإعادته
    Onu geri götürmek için can atıyorsun. Open Subtitles وكأنك تتحرقين لإعادته معك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد