Bunu onu yakalamak için kullanabilirler mi? | Open Subtitles | و بوسعهم إستخدامه كوسيلة لإلقاء القبض عليه؟ |
Kim katili yakalamak için benimle Twenty Palms'a gelmek ister? | Open Subtitles | من يريد مرافقتي إلى "توينتي بالمز" لإلقاء القبض على القاتل؟ |
İşin en güzel yanı da, eğer yarın orada olmazsan tahmin et seni tutuklamaya kim gelecek. | Open Subtitles | الجزء الأفضل أنّه إذا لمْ تظهر غداً، إحزر من سيضطرّ لإلقاء القبض عليك. |
- Bunlar onu tutuklamaya hâlâ yetmez, değil mi? | Open Subtitles | -لا يزال غير كافٍ لإلقاء القبض عليه ، أليس كذلك؟ |
Seni dolandırıcılıktan, haraççılıktan ve federal bir memur gibi davranmaktan dolayı tutuklamak için her an burada olabilirler. | Open Subtitles | وسيكونون هنا في أي لحظة لإلقاء القبض عليكِ بتهمة الإحتيال الكسب غير المشروع وإنتحال شخصيّة ضابط فيدرالي |
İyi de bu onu tutuklamak için yeterli bir kanıt sayılmaz. | Open Subtitles | أجل، ولكن تلك ليست بالأدلة الكافية لإلقاء القبض عليها |
İzlerini bulabilirsek onu yakalama ve masum insanları kurtarma şansı yakalamış oluruz. | Open Subtitles | إذا تعقبناهم ، فستسنح أمامنا فرصة لإلقاء القبض عليها وإنقاذ الأشخاص الأبرياء |
Ufacık bir kan izi, ya da DNA, tutuklama için yeterli olur. | Open Subtitles | آثر بسيط للدماء، أي حمضٍ نووي سيكون كافياً لإلقاء القبض عليه |
Ama siz onu yakalamak için hiçbir şey yapmıyorsunuz şerif. | Open Subtitles | وأنتَ لا تفعل شيئاً لإلقاء القبض عليه أيها القائد |
Bu bireyi yakalamak için kurdugun stratejiyi duymak istiyorum. | Open Subtitles | أخبريني بخطتكِ لإلقاء القبض على هذا الشخص. |
Bu bireyi yakalamak için kurduğun stratejiyi duymak istiyorum. | Open Subtitles | أخبريني بخطتكِ لإلقاء القبض على هذا الشخص. |
Onu yakalamak için gittiğimde o çoktan kaçmıştı. | Open Subtitles | ظهرت لإلقاء القبض عليهم وكانوا قد إختفوا |
Eddie Ramirez'in katilini yakalamak için burada bulunuyorlar. | Open Subtitles | انهم هنا لإلقاء القبض عليك ل قتل إدي راميريز. |
Beni tutuklamaya mı geldiniz? | Open Subtitles | هل أنتِ هنا لإلقاء القبض عليّ ؟ |
Çünkü, seni tutuklamaya gelmedim, | Open Subtitles | لأنني لم آت لإلقاء القبض عليك، |
Seni tutuklamaya gelmedim Lucifer. | Open Subtitles | (لستُ هُنا لإلقاء القبض عليك يا (لوسيفر |
Bir sonraki faaliyeti umarım hapishanede intihar etmek olacak bir elebaşını tutuklamak için buradayım: | Open Subtitles | أنا هنا لإلقاء القبض وأنوي أن أقدم العقل المدبر لهذه العملية إلى السجن المؤبد |
Onu tutuklamak için izninizi istiyorum efendim. | Open Subtitles | أود الحصول على إذنك لإلقاء القبض عليه يا سيدي |
Dinle, onu tutuklamak için elimde yeterince şey olsa bile yani... burada konuştuğumuz şey bu değil. | Open Subtitles | حقاً؟ حتى لو نملك ما يكفي لإلقاء القبض عليه |
Satışla yakalama, Teğmen. | Open Subtitles | اتّبعوا عملية شراء المخدرات لإلقاء القبض على التجار أيها الملازم |
Bu sabah 9:00'da tutuklama emri çıkarılmış. | Open Subtitles | أصدروا أمراً لإلقاء القبض عليه في الـ 9 صباحاً |