Sanırım senin için bir sürprizimiz var. | Open Subtitles | كيف حالك يا سيدتى؟ اعتقد ان لدينا مفاجئه لاجلك |
senin için başka ne yapabilirim? | Open Subtitles | أنا قريبه، لكنّي لا أستطيع فعل ذلك ماذا ايضا افعله لاجلك ؟ |
Sırf senin için kimsenin üç milyon dolar vereceğini sanmam. | Open Subtitles | لم اتوقع احد ان يعطيني 3 مليون لاجلك انت |
Demek istediğim, bir kuş kadar özgürsün ki bu gayet güzel birşey senin için. | Open Subtitles | أعني، كنت، اه، كما تعلمون أنت حر مثل طائر التي على ما يرام لاجلك |
Ben sizin için aramayı yaparım bakalım aslında burada ne dönüyor. | Open Subtitles | سأقوم باجراء هذا الاتصال لاجلك, لارى ما الذي يجري هنا بالفعل |
Çok özür dilerim. Sadece bunu senin adına çok istiyorum. | Open Subtitles | اسفة للغاية,كل الامر هو اني ارغب بتحقيق الكثير لاجلك |
Tanrım, seni deli gibi seviyor. senin için kavga etti ve ev yaktı. | Open Subtitles | يا الهي , انه يحبك دخل في عراك واحرق منزل لاجلك |
senin için biraz erken değil mi tatlım? O günlerden biri işte.[br]Anlarsın ya. | Open Subtitles | حسنا اذا انت لست من الحاشيه القليل من السرعه لاجلك |
- Umarım ambulansı hazırlamışsındır. - Evet, senin için! | Open Subtitles | اتمنى انك احضرت اسعافا جاهزا نعم احضرت لاجلك |
senin için yeterince iyi ve akıllı değildim, Ash. | Open Subtitles | لم اكن جيداً كفايه او ذكي كفاية لاجلك يا اشلي |
Amerika'yı, 3. dünya ülkelerini kuklası etmekle suçluyorsun ama sen bu gece, kendi insanlarının inancını; onları, senin için dans ettirmek amacıyla kullandın. | Open Subtitles | انت تتهم الاميركيين بانهم محركي الدمى في العالم الثالث ومع ذلك استخدمت ايمان قومك لجعلهم يرقصون لاجلك الليلة |
Bak, kayıp olan 4 şey şunlar her şey yolunda ve burayı da senin için imzaladım. | Open Subtitles | انظر, هذه لهذه الاربع مواد المفقوده كل شىء على مايرام ولقد وقعت هنا لاجلك |
senin adına çok sevindiğimi ve çok iyi bir baba olacağını ve senin için çok sevindiğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اقول وحسب باني سعيدة جداً لاجلك وستكون أفضل أب وانا سعيدة جداً لأجلك |
Ayrıca senin için kuru temizlemeciye gitmeyi düşündüm, hiç eşofmanın kalmamış. | Open Subtitles | لاتقلق.. وايضا اعتقدت انه بإمكاني الذهاب الى مغسلة الملابس لاجلك |
senin için çok mutluyum. Aradığını bulduğun için. | Open Subtitles | انا سعيدة جدا لاجلك, لانك وجدت ما كنت تبحث عنه |
Kendim için korkmuyorum, şapşal. senin için korkuyorum. | Open Subtitles | لست خائفة على نفسي يا دكتور بل قلقة لاجلك |
Buraya senin için geldim. Hadi çıkalım şurdan. | Open Subtitles | لقد جئت هنا فقط لاجلك فلنغادر هذا المكان |
Onu senin için terk ettim. Büyük ödülü sen aldın. | Open Subtitles | سوف اتخلص منها لاجلك احصلي على الجائزة الكبرى |
Bana yalnızca gerçeği söylesen senin için yapmayacağım şey yok. | Open Subtitles | لو انك صارحتني بما تريد لعملت اي شيء لاجلك |
senin için seviniyorum, David. senin adına seviniyorum. Gerçekten. | Open Subtitles | انا سعيد من اجلك يا ديفيد انا حقا سعيد لاجلك يارجل |
Ama ben buradayım. Bilmeni isterim, sizin için, çocuk için yanındayım. | Open Subtitles | لكني هنا اريدك ان تعرف ذلك انا هنا لاجلك ولاجل ولدنا |