ويكيبيديا

    "لاحظت في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • fark ettim
        
    Ve grafiğin üst sağ köşesinde, diğerlerinden daha koyu, kimi siyah... bir kaç değişik renkte nokta fark ettim. TED ولقد لاحظت في الجزء الأيسر العلوي من المخطط المبعثر بعض النقاط أكثر قتامة، وبعض النقاط السوداء، التي كانت بلون مختلف.
    Bunu şöyle yaptım, bir gün altın sevdiğini fark ettim. TED وكانت طريقة إقناعها، أني لاحظت في أحد الأيام أنها تحبّ الذهب.
    Geçen gün saat takmadığını fark ettim sonradan kafama dank etti çünkü saatin yok. Open Subtitles لقد لاحظت في ذلك اليوم انك لاترتدي ساعة وعندها فكرت بسبب انه ليس لديك ساعة
    Kasabalarda yeni bir şey fark ettim. Open Subtitles لقد لاحظت في المدن من ضمنها المدن الجديدة التي اكتشفناها
    MRI'dan, kurbanın dizkapağında kırık olduğunu fark ettim. Open Subtitles لاحظت في جهاز الرنين أن رضفات ركبة الضحية ممزقة
    fark ettim de, kale oldukça harabe durumda. Open Subtitles لاحظت في الامام هناك خطأ في اجراء اصلاحات
    Birçok savaşta insanların derin keder ve duygu içinde olduklarında Tanrı'yı görebilecekler mi diye yukarı doğru baktıklarını fark ettim bilirsiniz, biraz yardım istemek gibi. Open Subtitles وقد لاحظت في الحروب ان ينظر الناس الى السماء وقت الشدائد كما لو أنهم يرون الله
    Demin fark ettim. Çorapların birbiriyle aynı değil. Open Subtitles لقد لاحظت في وقت سابق بأن جورباك ليسا متطابقان
    Dosyanda, bir psikoterapist ile çalışma yaptığını fark ettim. Open Subtitles الأن، لاحظت في أحَد سجلاّتِك أنكِ كُنتِ تتعاملي مع طبيب نفساني.
    Değerlerden bahsedecek olursak internetteki ahlaki ikna tartışmalarında insanlarla konuştuğumda çoğunlukla tuhaf bir ön yargıları olduğunu fark ettim. TED وبالحديث عن القيم، قد لاحظت في المناقشات حول الحث الأخلاقي على الانترنت، وعند حديثي مع الناس، أن في أغلب الأحيان هناك تحيز غريب.
    Stephenville, Texas'ta, hapishanenin içinde ve dışında dönüp duran insanlardan dolayı, avukat ofislerinin kent meydanına hükmettiklerini fark ettim. TED لاحظت في ستيفنفيل في تكساس، أن ميدان المدينة كان محتلاً بمكاتب محاماة واحداً جنب الآخر، لأن كل الناس كانوا يتناوبون على الدخول والخروج من السجن.
    Daphne, telefon defterinde hâlâ Moon soyadını kullandığını fark ettim. Open Subtitles رغم ذلك " دافني " , لاحظت في دفتر الهواتف " مازلت مدرجة بإسم " القمر
    Lancester, Pensilvanya Wal-Mart'ta, 20 ve 30'lu yaşlarda çoğu insanın yamalı, yıpranmış ciltleri ve seyrek, tel gibi saçları ve kahverengi, aşınmış dişleri ve gözlerinde bir kaybolmuşlukla birlikte ölümlerinin üzerinden 10 ya da 20 yıl geçmiş gibi göründüklerini fark ettim. TED لاحظت في لانكاستر، بينسلفانيا وال مارت، أن عدداً كبيراً من الناس في العشرينات أو الثلاثينات من عمرهم بدو وكأن بينهم وبين الموت عقداً أو عقدين، ببشرة غاضبة غير سليمة وشعر رقيق كثيف وأسنان صفراء آيلة للسقوط وضياع باد في أعينهم.
    Daha sonra, Victor Nieves'in borç geçmişindeki tahsilat ajanının adının Bradley Mackmain olduğunu fark ettim. Open Subtitles وبعد ذلك لاحظت في سجل قروض (فيكتور نيفيس) أن عميل تجميع القروض اسمه (برادلي ماكماين)
    Bayan LaBelle, elimde değil ama olay yeri resminde fark ettim ki ne battaniye ne de piknik sepeti görmedim. Open Subtitles السيدة (لابيل)، لم أستطع المساعة لكن لاحظت في الصور من مكان الحادث،
    Orada devlet memurlarının yaptığı gibi bedava minik sandviçleri ağzıma doldururken, (Gülüşmeler) Salonun diğer ucundan genç bir adamın bana el salladığını, gülümseyerek bana yaklaştığını fark ettim. TED بينما كنت واقف هناك ادخل الساندويتشات في فمي كما تفعلون دائماً كموظف عمومي (ضحك) لاحظت في الغرفه، رجل شاب يبتسم لي ومن ثم اقترب مني.
    Amerika'da bu kelimenin şu anlamda kullanıldığını fark ettim: "Açıklarsam, bana katılmayacaksın. Bu yüzden 'karışık' diyorum. Open Subtitles أتعلم، لقد لاحظت في (أمريكا) أنهم يستعملون هذه الكلمة كرمز لـ"إذا شرحت الأمر، لن توافقي عليه...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد