| O FBI ajanı Rayborn'un peşine düşersen hapishaneye geri döneceğini söylemiş. | Open Subtitles | قال عميل الإف بي آي ذاك إن لاحقت ريبورن فستعود للسجن |
| Ancak dikkat çekme güçlü hissinin peşine ne kadar çok düşsem o kadar mutsuz oluyorum. | TED | لكن كلما لاحقت الشعور المؤثّر من استحواذ الانتباه، كلما شعرت بالتعاسة. |
| Tattaglia'nın peşine düşersen, başımız dertte. Babama bırak. | Open Subtitles | اذا لاحقت تاتانيا فستنفجر ثانية والدك يمكن أن يتفاوض معهم |
| İki sokak boyunca adamın peşinden koştum, tutup geri getirdim çünkü gözlerinin fotoğrafını çekmeliydi. | Open Subtitles | لاحقت المصور لمسافة حيين سكنيين وأعدته.. لأنه كان عليه أن يلتقط صورة لعينيك |
| Bir kadının peşinden niye koştuğunu hatırlamaktan zor bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ اصعب من محاوله ان تتذكر... لماذا لاحقت سيده بعدما نلت منها |
| Konuşmak için cesaretimi toparlayabileyim diye birkaç gün takip ettim, tamam mı? | Open Subtitles | لحظة ، لاحقت الرجل لبضعة أيام ، حسناً؟ حتّى تأتيني الشجاعة وأتحدّث إليه |
| Hayatım boyunca, kesin olanı takip ettim, elde edilmesi tahmin edileni. | Open Subtitles | طوال حياتي، لاحقت الأمر المؤكد الممكن الحصول عليه |
| Şüpheli birinin peşine düştün. | Open Subtitles | لقد لاحقت شخصية مشبوهة وعندما وصلت الى هنا |
| Dedektif, eğer Rayborn'un peşine düşersen sana ne olacağını söylemiştim değil mi? | Open Subtitles | أيها المحقق.. ماذا قلت لك سيحصل إن أنت لاحقت ريبورن؟ |
| Kurt sürüsüne resmi davetimi henüz almadım ve yeni aşkının peşine düşersem, muhtemelen asla alamayacam da. | Open Subtitles | فأنا لم أحظى بدعوة رسمية للإِنضمام إِلَى مجموعتكم فاذا ما لاحقت الشاب الجديد فلن أحظى بهذا قط |
| Bu yüzden Phoebe'nin peşine düştü. | Open Subtitles | ولهذا السبب لاحقت الجنِّية، فيبي |
| Cha Kwo Ling Yolu'nda şüphelinin peşine düştüm. | Open Subtitles | " لاحقت المشتبه به الى طريق " تشاو كو لينغ |
| Danny, düşünüyordum da o videodaki herkesin peşine düştüm ama videoyu kimin çektiğini düşünmekten vazgeçmedim. | Open Subtitles | أتعلم، يا "داني"،كنت أفكر، لاحقت الجميع من ذلك الفيديو لكن لم أكف عن التفكير حول هوية المصور. |
| Tattaglia'nın peşine düşersen, başımız dertte. | Open Subtitles | اذا لاحقت (تاتانيا) فستنفجر ثانية والدك يمكن أن يتفاوض معهم |
| O hainin peşinden koşsaydım olacaktı... | Open Subtitles | كان هذا سيحدث لو لاحقت ذلك الوغد |
| İyi ki bir balonun peşinden 5 kilometre yürüdük. | Open Subtitles | لقد لاحقت بالوناً لثلاثة أميال |
| Hamile bir kadının peşinden gittin. | Open Subtitles | لقد لاحقت امرأة حامل. |
| Adamın peşinden giderek Sutter'ı avlamak için onu kullanmaya çalıştın. | Open Subtitles | لاحقت الرجل لتجعله ينقلب على (سوتر) |
| Hayatım boyunca, kesin olanı takip ettim, elde edilmesi tahmin edileni. | Open Subtitles | طوال حياتي، لاحقت الأمر المؤكد الممكن الحصول عليه |
| ve bu tek domuzu takip ettim "05049" numaralı domuzu yolun sonuna kadar takip ettim ve hangi ürünlerin yapımında kullanıldığını araştırdım. | TED | فقد لاحقت أحد الخنازير والذي يحمل الرقم 05049 حتى آخر شعرة منه ! ولاحقت المنتجات التي صنعت بواسطه أجزاءه |