Ama bugün, sizlere bir umut olduğunu söylemek için karşınızdayım. | Open Subtitles | لكن انا اقف هنا اليوم لاقول لكم ان هنالك امل |
Deli bir adam tarafından Tanrı'nın habercisi olacağına kehanette bulunulduğunu söylemek için mi? | Open Subtitles | لاقول له بعض تنبئات شخص مجنون انه كان فى طريقه ليكون رسول لله |
Sen söylemeden, benim sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن تفعل. هناك أحرزنا شيء ولست بحاجة لاقول لكم. |
Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu söylemem gerek. | Open Subtitles | لست بحاجة لاقول له كيف أن يعني الكثير بالنسبة لي. |
Ben tanıyorum. Ve buraya ağabeyini Durant'ın öldürttüğünü söylemeye geldim. | Open Subtitles | انا اعرف انا هنا لاقول لكى ان ديورانت قتل اخاك |
Buraya, oğlumu rahat bırakmanı.. söylemeye geldim, seni oğlancı herif ! | Open Subtitles | لقد اتيت لاقول لك ان تترك ابني وشأنه ايها الشاذ |
Sana ne söyleyeceğim: | Open Subtitles | جئت لاقول لك هذا: عد الى بلدك جئت لاقول لك هذا: |
İki artı ikinin kaç ettiğini size söyleyecek zamanım var mıydı sanıyorsun? | Open Subtitles | كنت أعتقد أن لديه وقت لاقول لكم ما هو اثنين زائد اثنين؟ |
Üzgünüm, bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | أنا آسف ليس هناك طريقة سهلة لاقول لكم هذا |
Şunu söylemek isterim ki, Bayan Fletcher, sizi tanıdığım için gururluyum. | Open Subtitles | وقد جئت هنا لاقول للسيدة فليتشر اننى فخور بلقائها |
Vay canına. Ben bunları söylemek için buraya gelmek zorunda mıydım? | Open Subtitles | يا يسوع , أكنت مضطرا لقطع كل هذا الطريق لاقول لكم ذلك ؟ |
Hiç istemeyerek de olsa, bugün sizlere o günün, sonunda geldigini söylemek durumundayim. | Open Subtitles | .. و بقلب مثقل أتيت لاقول أن هذا اليوم قد وصل |
Buraya geldim çünkü harika bir aşçı ve iyi eğitilmiş bir hizmetçi olduğunu söylemek istedim. | Open Subtitles | أتيت لاقول لك أنكِ طبَاخه ماهره و خادمه ماهره |
Ama gerçeği söylemem gerekirse, köpeğimi kaybettiğinden beri doğa yürüyüşüne çıkmadım. | Open Subtitles | لكن لاقول لك الصراحة اني لم اذهب للسفر على الاقدام منذ توفي كلبي |
Aslında sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | في الواقع، هناك شيء أنا بحاجة لاقول لكم. |
Onun hakkında söylemem gereken bir şey gelmiyor aklıma. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير في أي شيء ولست بحاجة لاقول لكم عنه |
Sizi etkileyecek şeyi söylemeye cüret edemem, Başçavuş. | Open Subtitles | لن أجازف لاقول مالذي سوف يأثر فيك ياسيدي الرئيس |
Birkaç söz söylemeye geldim. | Open Subtitles | انا متحطمة عاطفيا لقد اتيت لاقول بعض الكلمات |
Bir telefona ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun biliyorum. Ama sana ihtiyacın olmadığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ تعتقدين أنّكِ بحاجة إلى هاتف، وإنّي هُنا لاقول لكِ أنّكِ لستِ بحاجة إليه. |
Sen yanımda olunca, onlara gerçeği söyleyecek gücü bulacağımı düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت انه وانت بجانبي ساحظى بالقوة لاقول لهم الحقيقة. |
D'Artagnan, sana bunun söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | ارتاجنان ليس هناك طريقة سهلة لاقول لك هذا |
Cure Konserinde söyleyecektim. | Open Subtitles | كنت ذاهب لاقول لك بأني حاملا في تلك الحفلة |