| Bu kadar sakin olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أعلم في داخل أحشائي، أنه لا يوجد أي أحد يمكنه هزيمتي أنا... لا أستطيع التصديق أنك تستطيعين الهدوء. |
| Burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لحظة! لا أستطيع التصديق أنك هنا. |
| Gerçekten burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنك هنا |
| Sörf tahtası kafana çarpmış. Hâlâ sörf yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لقد ضٌربت على رأسك أثناء التزلج على الماء لا أستطيع التصديق أنك لازلت تتزلج على الماء |
| Sörf tahtası kafana çarpmış. Hâlâ sörf yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لقد ضٌربت على رأسك أثناء التزلج على الماء لا أستطيع التصديق أنك لازلت تتزلج على الماء |
| Bütün bunları benim için yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنك فعلت كل هذا من أجلي |
| Burada olduğuna inanamıyorum. Sen nasıl... | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنك هنا. |
| Gerçekten bunu yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | صدقاً، لا أستطيع التصديق أنك أنتِ من فعلتيها ماذا توقعتَ أن أفعل؟ |
| Bir müşteri için bunları yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنك تفعلين كل هذا لزبونة اعتيادية فى المطعم |
| Benim için bunu yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنك تفعل هذا لي. |
| Bunu tırnaklardan yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | - لا أستطيع التصديق أنك فعلت هذا من قشور. |
| Halen bu numarayı yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنك ماتزل تقع في ذلك |