- Hayır, çalışma odasında, çalışıyor. - Evet, o bir şair. | Open Subtitles | لا انه فى الاستوديو الخاص به يعمل اه نعم انه شاعر |
- Bir şeyler yap. - Hayır, onun hastaneye kaldırılması gerek. | Open Subtitles | فقط افعلى اى شئ لا انه يحتاج ان يكون فى المستشفى |
- Bir şeyler yap. - Hayır, onun hastaneye kaldırılması gerek. | Open Subtitles | فقط افعلى اى شئ لا انه يحتاج ان يكون فى المستشفى |
Hayır, o bu seneki dördüncü! 2 tane daha olursa, rekor kıracağım. | Open Subtitles | لا , انه الرابع لهذه السنة اثنانا آخران و سأحطم الرقم القياسي |
Hayır, Hayır henüz hazır değil. Yani, bu benim suçum değil. | Open Subtitles | لا, لا انه ليس مستعداً بعد للعودة أقصد أنها ليست غلطتى |
Hayır, daha çok karın deşen Jack gibi, adamın yakalanamaması haricinde. | Open Subtitles | لا, انه اكثر مثل جاك ريبر يستثني الذين لم يمسكهم قط |
Hayır. Sanırım karnaval sektöründe olup çalışmadığı zamanlarda yaşadıkları yer burası. | Open Subtitles | لا, انه المكان اللذي يعيشون فيه عمال الكرنفال عندما لا يعملون |
Hayır, Hayır,... Gerçek bir kitap. Çocukken okuduğum bir roman. | Open Subtitles | لا، لا انه كتاب حقيقى قصة قرأتها و انا طفل |
Hayır, bu şu anda konuşmamız gereken bir konu değil. | Open Subtitles | لا انه ليس موضوع من المناسب أن نتكلم به الان |
- Hayır, önemli değil. Annem de... Annem öyle isterdi. | Open Subtitles | لا ,انه لامر جيد , وهذا ما كانت أمي لتريده |
Ama ben onlara "Hayır, o artık öyle biri değil... | Open Subtitles | لكنى اخبرتهم لا , انه ليس ذلك الرجل بعد الآن. |
Hayır, pantolonla ona oturunca garip garip sesler çıkarıyor. Çılgın bir fikrim var. | Open Subtitles | لا انه يصدر اصواتا بما يكفي عندما تجلسين عليه بالبنطال لدي فكرة مجنونة |
Hayır, dışarda şu anda, ama eğer bekleyeceksen, çok sürmez gelir. | Open Subtitles | لا انه بالخارج حاليا لكنه سيعود قريباً ان كنتِ تحبين الانتظار |
Hayır, biraz kafasını dinlemeye ihtiyacı varmış, ama ben haftasonuna kadar fikrini değiştirteceğim. | Open Subtitles | لا انه يريد بعضاً من الخصوصية وبوضوح سأقوم بتغيير رأيه بنهاية هذا الأسبوع |
Onlara bunun iyi olduğunu -- Hayır, aydın üyelerin kabul edebileceği iyi bir şey olduğunu söyleyin. | TED | اخبرهم بان ذلك مقبول لا . انه شيء حسن بأن التقدميين سيوافقون. |
Hayır. Dün gece için özür diledi. Evli olduğumuzu bilmediğini söyledi. | Open Subtitles | لا لا , انه كان يعتذر عن ما حدث ليلة أمس ويقول انه لم يكن يعرف اننا متزوجين |
Tabii ki Hayır. O bir uşaktı. Onu bu şekilde nasıl düşünebilirdim? | Open Subtitles | بالطبع لا, انه خادم, كيف يمكن ان انظر اليه من هذا المنطلق ؟ |
- DiNozzo! - Düşündüğün gibi değil. Şuna bak patron. | Open Subtitles | لا انه ليس كما تعتقد تحقق من هذا يا رئيس |
Sadece benim gibi konuşuyorsun, ya da sanırım ben... senin gibi konuşuyorum. | Open Subtitles | لا لا انه فقط بدوتي مثلي او أعتقد انني.. انني أبدو مثلك |