Umut varsa orada olmalı, değil mi? | Open Subtitles | لو هناك أي شي باقي لا بد وأن يكون هناك ألا تعتقد ذلك؟ |
Oralarda bir yerlerde olmalı. | Open Subtitles | هذا الرجل لا بد وأن يكون هناك في مكان ما |
Her kenarı yaklaşık 180 metre olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن يكون هذا بطول 600 قدم على كل جانب |
Evrenin sınır koşulları hakkında çok özel bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن يكون هناك شيئاً خاصاً جداً بشأن الشروط الحدية للكون |
Önemli bir kişi olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن يكون شخص ما ذو أهمية كبيرة. |
Bir yerlerde bir kol olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن يكون له مفتاح فى مكان ما هنا |
Bunun bir çaresi olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن يكون هنالك علاجٌ لهذا. |
Yanağındaki çizik. Sebep bu olmalı. | Open Subtitles | الجرح على خدّه لا بد وأن يكون هو السبب |
İkisinden biri otel olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن يكون أحد هذين الفندقين |
Fakat 20 yıl önce yeniden ortaya çıkan cadı Bayonetta ve bilgelerin soyundan gelen Balder'in gün yüzüne çıkması bu dirilişle bir şekilde bağlantılı olmalı. | Open Subtitles | ولكن، الساحرة بايونيتا، عادت للظهور قبل 20 سنة والآن سليلُ الحكماء، بالدِر، قد ظهر لا بد وأن يكون هناك شيءٌ له علاقة بالإحياء |
Eğer kara kitap, Anubis'in altındaysa Altın Kitap şeyde olmalı.... | Open Subtitles | لو أن الكتاب الأسود داخل تمثال (أنوبيس)0 فإن الكتاب الذهبى لا بد وأن يكون |
Evet, aynen öyle olmalı. | Open Subtitles | نعم, لا بد وأن يكون كذلك |
Bu... bu bir hata olmalı değil mi? | Open Subtitles | لا بد وأن يكون ذلك تحريفاً |
Trafik kazası Maples'i delirten şey olmalı. | Open Subtitles | حادث السيارة لا بد وأن يكون ما بدأ رحلة (ميبلز). |
Katil bir hayalet olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن يكون القاتل شبحًا |
- Barry. ona her ne söylediysen, oldukça ikna edici olmalı. | Open Subtitles | مهما قلتِ له) لا بد وأن يكون مقتنعا |
Shaw'ın başka bir mekânı olmalı. | Open Subtitles | (شاو) لا بد وأن يكون له موقع آخر |