oturma orada... Çenen sarkık, gözün pörtlek... | Open Subtitles | لذا لا تجلس هنا متراخى الفك جاحظ العينين ♪ |
Eğer o kadına eşlik etmek zorundaysan, lütfen bizimle oturma. | Open Subtitles | إذا سترافق تلك المرأة إلى الأوبرا فأرجوك لا تجلس معنا فكر بمشاعر أليسندرا |
Şimdi şuraya oturup El Paso'ya ve çevredeki bütün kasabalara telgraf çekip onları uyar, tamam mı? | Open Subtitles | لماذا لا تجلس و ترسل انذارا الى ال باسو و تنذر باقي المدن المحيطة |
Hayatın bu hale geldi diye oturup Şikayet etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا تجلس فى مكانك ... تشتكى من الجراح التى اودت بحياتك |
Neden oraya ortağının yanına oturmuyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تجلس بذلك المقعد هناك، بجانب صاحبك ؟ |
Otursana, kurabiyelerin tadına bak buzlu çay ikram edeyim. | Open Subtitles | لما لا تجلس, استمتع بالكعك و الشاي المثلج |
Scofield, is sirasinda oturmak yok. | Open Subtitles | سكوفيلد"، لا تجلس أثناء العمل" |
İstediğim tek şeydi. Güneş gözlüğünün üstüne oturma. | Open Subtitles | انه الأمر الوحيد الذي طلبته لا تجلس على نظاراتك الشمسية |
Geldiğinde gene kanepelere oturma, tamam mı? | Open Subtitles | عندما تكون هنا، لا تجلس على الأريكة مجدّداً، اتفقنا؟ |
Sana,"asla arkanı kapıya dönerek oturma" demedim mi? | Open Subtitles | ألم أقل لك لا تجلس و ظهرك للباب ؟ |
Dur, oraya oturma. - Yerleri siliyorum. | Open Subtitles | لا تجلس هنـاك سأنظف الأرضية تـاليـا |
- Neden oturup dinlenmiyorsun ... - Bırak oyun oynamayı . | Open Subtitles | ــ لم لا تجلس فى الشرفة000 ــ كُفى عن العبث |
Öyleyse neden sen de bizim gibi oturup beklemiyorsun, Robbie? | Open Subtitles | اذن لم لا تجلس وتنتظر مثل البقيه يا روبي؟ |
Orada oturup durma öyle. | Open Subtitles | حسنا لا تجلس فقط هناك, أحضر لي الاسطوانة |
Bir kez daha düşündüm de, evlat neden yerime oturmuyorsun? | Open Subtitles | بعد التفكير يا بني لمَ لا تجلس في مقعدي؟ |
Solomon, biz babanla konuşurken sen neden biraz oturmuyorsun. | Open Subtitles | سُليمان, لما لا تجلس بينما اتحدث مع والدك؟ |
Şimdi buradasın ya, Gerald, önemli olan bu. Niçin oturmuyorsun? | Open Subtitles | حسنا, انت هنا الآن يا جيراد, هذا كل ما يهمك, لِم لا تجلس ؟ |
Gün senin günün Hasan. Ön koltuğa sen Otursana. | Open Subtitles | إنه يوم ميلادك حسن لم لا تجلس فى الأمام ؟ |
Normal Otursana. Böylece normal insanlar gibi konuşabiliriz. | Open Subtitles | لماذا لا تجلس لذا يمكننا التحدث مثل الناس العاديين؟ |
Scofield, iş sırasında oturmak yok. | Open Subtitles | سكوفيلد)، لا تجلس أثناء العمل) |
Hayır, hayır! Motor kapağına oturmayın! | Open Subtitles | لا، لا لا تجلس على غطاء المحرَك |
Neden öğle yemeğine kalmıyorsun? Ben ısmarlarım. | Open Subtitles | لما لا تجلس لتناول الغداء, على حسابي, |
- Oturmak istemez misin? | Open Subtitles | لماذا لا تجلس ؟ |