- O yaşlı meraklı sürtüğe bağırdığın için üzülme hiç. | Open Subtitles | لا تشعري بالأسف على صياحكِ في وجهه هذه الشمطاء العجوزه |
üzülme. Tabi eğer bunları giymek garibine gitmeyecekse-- | Open Subtitles | لا تشعري بالسوء إلّا أن كانت هذه الملابس لاتناسبكِ |
Bu yüzden, bu dokuyu kullanırken asla kendinizi suçlu hissetmeyin." | TED | لذلك لا تشعري بالذنب أبدًا على استخدام شبكيته |
Suçlu hissetmeyin. Keyfini sürün, bunu hakettiniz. | Open Subtitles | لا تشعري بالذنب, إستمتعي به فأنتِ تستحقين ذلك. |
Kendini kötü hissetme Gloria. Bana karşı hep dürüsttün... | Open Subtitles | لا تشعري بسوء غلوريا أنتِ كنتِ صريحة معي |
Bazen kendini kötü hissetmemen için beni kandırdığını düşünmene izin veriyorum. | Open Subtitles | أحياناً أدعكِ تظنين بأنكِ تمكنتِ من خداعي كي لا تشعري بالسوء |
Neyin var, kendini iyi hissetmiyor musun? | Open Subtitles | اوه, بالتأكيد تحتاجيهم ما الامر؟ هل لا تشعري بخير؟ |
Seni tanımadım diye üzülme. O adli tabiple-- | Open Subtitles | لا تشعري الأسف لقد عملت مع هذا الفاحص الطبي |
"Sakın benim için üzülme. Dolu dolu, güzel bir hayat yaşadım. | Open Subtitles | لا تشعري بالأسى عليّ فقد عشت حياة طيبة وحافلة |
Benim için üzülme şişko, çirkin domuz. | Open Subtitles | لا تشعري بالأسف عليّ أيتها القبيحة السمينة |
Seninki benim hediyem kadar iyi olmazsa üzülme. | Open Subtitles | لا تشعري بالسوء إذا لمْ تكن هديّتكِ جيّدة بقدر هديّتي. |
İkimizin arasındaki şey hiçbir zaman yürümezdi, tatlım, fakat üzülme. | Open Subtitles | ما كانت لتنجح علاقتنا أبداً يا عزيزتي لكنْ لا تشعري بالأسى فقد تخطّيتك |
üzülme, ben iyiyim. Her şey kendiliğinden çözülecek. | Open Subtitles | لا تشعري بالسوء ، أنا بخير ستكون الأمور بخير |
Sonunda kafamı uçurursam kötü hissetmeyin. | Open Subtitles | فقط لا تشعري بالاسف إن إنتهى بي الامر لإطلاق النار على نفسي |
"Kendinizi kötü hissetmeyin hâlâ önceliklerinizi gözden geçirip hayatınızda olumlu bir değişiklik yapma şansınız var." | Open Subtitles | "لا تشعري بالسوء "ما زالت لديك الفرصة "إلى إعادة النظر في أولوياتكِ وفهم الحب |
Kendinizi kötü hissetmeyin. Benim adımı da unutuyor. | Open Subtitles | لا تشعري بالسوء فهي تنسى اسمي أيضاً |
Kaçınılmaz olan bir şey için kendini suçlu hissetme. | Open Subtitles | عزيزتي، لا تشعري بالذنب من أجل أمرٍ لا يمكن تفاديه. |
Sana karşı katı olduğumu biliyorum ama yönlendirilmiş hissetme. | Open Subtitles | اوه نعم لقد كنت قاسيا عليكِ لكن لا تشعري انه قد تم ابعادك |
Yani kendini suçlu hissetmemen için içkiyi mi bırakmalıyım? | Open Subtitles | إذن، أعلي أن أتوقف عن الشرب حتى لا تشعري بالذنب ؟ |
Yani suçluluk hissetmemen içkiyi bırakmam gerek, öyle mi? | Open Subtitles | إذن، من المفترض أن أتوقف عن الشرب ، حتى لا تشعري بالذنب ؟ |
Öyleyse bu mektupta yazanları artık hissetmiyor musun? | Open Subtitles | إذاً أظن أن الخطاب يحتوي على أشياء لا تشعري بها بعد |
Kendini " zehirli bir sis perdesinin" arkasında hissetmiyor musun? | Open Subtitles | لا تشعري أنك في وقعت في حفرة سامة |