Benimle dalga geçme Axel. Şimdi olmaz. Haydi, evine git. | Open Subtitles | "لا تعبث معي "أكسل ليس الآن ، إذهب إلى المنزل |
- Sakın hayalimle dalga geçme! Eğer bu işte varsan sorun yok, ama yoksa çekil karşımdan. | Open Subtitles | لا تعبث بخيالاتى إذا كنت تريد الخروج أغرب عن وجهى |
Benimle oyun oynama. Anında canına okurum. | Open Subtitles | لا تعبث معي يا صاح,سأركل طيزك بقسوة إلا أن تغطيه القذارة |
Benimle oyun oynama. Seni içeri tıkmak için mazarete ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا تعبث معى حول ذلك أنا لا أحتاج سببا لوضع مؤخرتك فى مقلاع |
- Benimle taşak geçme. - Benimle taşak geçme. | Open Subtitles | لا تعبث معي يا رجل - أعرف ماذا تنوي أن تفعل - |
Sevgilim CIA'ye bulaşma diyor. CIA, IRS ve motorcular. | Open Subtitles | صديقتي تقول لا تعبث مع السي آي إيه أو مع راكبي الدراجات البخارية. |
Benimle uğraşma pislik. Beni boş yere tutukladın! | Open Subtitles | لا تعبث معي ، أيّها الحقير قبضت عليّ بدون سبب |
Saçmalama. Durumlarla baş etme konusunda canına okurum. | Open Subtitles | لا تعبث معي، فسوف أفوقك في التعامل مع الأوضاع الصعبة |
Ama benim kadar değil. Bu işle dalga geçme. Her şeye hazır olmalısın. | Open Subtitles | لكن ليس بقدر يدي لا تعبث بهذه الأشياء عليك التحسب لكل شيء |
Benimle dalga geçme. Yaptığım her şeyin ciddi bir nedeni var. | Open Subtitles | لا تعبث معي، فإن هنالك سبب دفين لكل ما افعله |
Geri döndüğüm ilk gün benimle dalga geçme, adamım. | Open Subtitles | لا تعبث معي أبداً في أول يوم لي بعد العودة |
Benimle oyun oynama. Arkanı kollasan iyi edersin. | Open Subtitles | لا تعبث معي يارجل من الأفضل لك أن تنتبه لنفسك |
Bana oyun oynama Bill. Burada senin işin de söz konusu. | Open Subtitles | لا تعبث معي يا بيل أنت رئيس الشرطة في البلدة لا أحد يريد |
Bana park yerinde verdi. Benimle oyun oynama. | Open Subtitles | لقد أعطتين هذا في مزقف السيارات لا تعبث معي |
Senin de canını çıkarırım, o yüzden taşak geçme. | Open Subtitles | بل واقع، سأسحقك سحقاً كذلك، لا تعبث |
" Adam öyle diyor " " Bay İçki'ye bulaşma " | Open Subtitles | ♪ هذا ماقاله الآن ♪ - ♪ لا تعبث مع السيد خمر ♪ |
Boğa ile uğraşma delikanlı, yoksa payına boynuzları düşer. | Open Subtitles | لا تعبث مع الثور أيها الشاب . سيؤذيك بقرونه |
- Saçmalama, Mackey. Adamlarında disiplin eksikliği var. | Open Subtitles | ربما ان جهاز التحكم فى الوحدة لا تعبث بكلام فارغ معى |
Biliyor musun? Şu regülatörün beni engellediğini düşünüyorum. Sakın regülatörü kurcalama! | Open Subtitles | ـ أتعلم، أظن أن هذا المنظّم يُعيقني ـ لا تعبث بالمنظّم |
Benimle alay etme, avukatın geciktiriyor. | Open Subtitles | لا تعبث معي فمحاميك يؤجل القضية |
Benimle kafa bulma dostum. Cadillac araba mevzu bahis. | Open Subtitles | لا تعبث معى, فيلا أنا أتحدث عن السيارة الكاديلاك |
Birine borcun varsa oyalanma. | Open Subtitles | إن كنت تدين أحدهم مالاً، لا تعبث بالجوار. |
Neler yapabileceğini biliyorum L.J. Bana kazık atma yoksa sen de benim neler yapacağımı görürsün. | Open Subtitles | أنا أعرف ما أنت قادر، LJ لا تعبث معي... أو سوف تجد ما أنا قادر. |
Özel Şube'yle oyun olmaz. Onlar adamı ezer geçer. | Open Subtitles | لا تعبث مع القسم الخاص و إلا سيعبثون بك |
Bana maval okuma. İlk kez ödeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | لا تعبث معي، ستكون هذه مرتك الأولى عندما تدفع، هل أنا محق؟ |