"لا تعبث" - Translation from Arabic to Turkish

    • dalga geçme
        
    • oyun oynama
        
    • taşak geçme
        
    • ye bulaşma
        
    • uğraşma
        
    • Saçmalama
        
    • Sakın
        
    • alay etme
        
    • kafa bulma
        
    • oyalanma
        
    • kazık atma
        
    • oyun olmaz
        
    • maval okuma
        
    Benimle dalga geçme Axel. Şimdi olmaz. Haydi, evine git. Open Subtitles "لا تعبث معي "أكسل ليس الآن ، إذهب إلى المنزل
    - Sakın hayalimle dalga geçme! Eğer bu işte varsan sorun yok, ama yoksa çekil karşımdan. Open Subtitles لا تعبث بخيالاتى إذا كنت تريد الخروج أغرب عن وجهى
    Benimle oyun oynama. Anında canına okurum. Open Subtitles لا تعبث معي يا صاح,سأركل طيزك بقسوة إلا أن تغطيه القذارة
    Benimle oyun oynama. Seni içeri tıkmak için mazarete ihtiyacım yok. Open Subtitles لا تعبث معى حول ذلك أنا لا أحتاج سببا لوضع مؤخرتك فى مقلاع
    - Benimle taşak geçme. - Benimle taşak geçme. Open Subtitles لا تعبث معي يا رجل - أعرف ماذا تنوي أن تفعل -
    Sevgilim CIA'ye bulaşma diyor. CIA, IRS ve motorcular. Open Subtitles صديقتي تقول لا تعبث مع السي آي إيه أو مع راكبي الدراجات البخارية.
    Benimle uğraşma pislik. Beni boş yere tutukladın! Open Subtitles لا تعبث معي ، أيّها الحقير قبضت عليّ بدون سبب
    Saçmalama. Durumlarla baş etme konusunda canına okurum. Open Subtitles لا تعبث معي، فسوف أفوقك في التعامل مع الأوضاع الصعبة
    Ama benim kadar değil. Bu işle dalga geçme. Her şeye hazır olmalısın. Open Subtitles لكن ليس بقدر يدي لا تعبث بهذه الأشياء عليك التحسب لكل شيء
    Benimle dalga geçme. Yaptığım her şeyin ciddi bir nedeni var. Open Subtitles لا تعبث معي، فإن هنالك سبب دفين لكل ما افعله
    Geri döndüğüm ilk gün benimle dalga geçme, adamım. Open Subtitles لا تعبث معي أبداً في أول يوم لي بعد العودة
    Benimle oyun oynama. Arkanı kollasan iyi edersin. Open Subtitles لا تعبث معي يارجل من الأفضل لك أن تنتبه لنفسك
    Bana oyun oynama Bill. Burada senin işin de söz konusu. Open Subtitles لا تعبث معي يا بيل أنت رئيس الشرطة في البلدة لا أحد يريد
    Bana park yerinde verdi. Benimle oyun oynama. Open Subtitles لقد أعطتين هذا في مزقف السيارات لا تعبث معي
    Senin de canını çıkarırım, o yüzden taşak geçme. Open Subtitles بل واقع، سأسحقك سحقاً كذلك، لا تعبث
    " Adam öyle diyor " " Bay İçki'ye bulaşma " Open Subtitles ♪ هذا ماقاله الآن ♪ - ♪ لا تعبث مع السيد خمر ♪
    Boğa ile uğraşma delikanlı, yoksa payına boynuzları düşer. Open Subtitles لا تعبث مع الثور أيها الشاب . سيؤذيك بقرونه
    - Saçmalama, Mackey. Adamlarında disiplin eksikliği var. Open Subtitles ربما ان جهاز التحكم فى الوحدة لا تعبث بكلام فارغ معى
    Biliyor musun? Şu regülatörün beni engellediğini düşünüyorum. Sakın regülatörü kurcalama! Open Subtitles ـ أتعلم، أظن أن هذا المنظّم يُعيقني ـ لا تعبث بالمنظّم
    Benimle alay etme, avukatın geciktiriyor. Open Subtitles لا تعبث معي فمحاميك يؤجل القضية
    Benimle kafa bulma dostum. Cadillac araba mevzu bahis. Open Subtitles لا تعبث معى, فيلا أنا أتحدث عن السيارة الكاديلاك
    Birine borcun varsa oyalanma. Open Subtitles إن كنت تدين أحدهم مالاً، لا تعبث بالجوار.
    Neler yapabileceğini biliyorum L.J. Bana kazık atma yoksa sen de benim neler yapacağımı görürsün. Open Subtitles أنا أعرف ما أنت قادر، LJ لا تعبث معي... أو سوف تجد ما أنا قادر.
    Özel Şube'yle oyun olmaz. Onlar adamı ezer geçer. Open Subtitles لا تعبث مع القسم الخاص و إلا سيعبثون بك
    Bana maval okuma. İlk kez ödeyeceksin, değil mi? Open Subtitles لا تعبث معي، ستكون هذه مرتك الأولى عندما تدفع، هل أنا محق؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more