"لا داعي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• gerek yok
• zorunda değilsin
• şey yok
• lüzum yok
• Sorun değil
• Önemli değil
• gereksiz
• şey değil
• Hiçbir şey ama

Ve söylemeye bile gerek yok ama señorita mükemmel görünüyor.
و إطلالة السيدة لا يعلى عليها, لا داعي لقول ذلك

- Bekle, aceleye gerek yok. - Şansını geri tepme.
ـ إنتظر، لا داعي للعجلة ـ لا تبالغي في طلباتك

Bakın, artık bir şey çalacağız diye endişe etmenize gerek yok.
نظرة، كنت لا داعي للقلق عنا سرقة أي شيء بعد الآن.

Benden utanmanıza gerek yok. Ben profesyonel bir sağlık uzmanıyım.
أوه لا داعي لأن تخجل مني أنا محترفة عناية صحيه

Bana bunu hatırlatmak zorunda değilsin. Billy'nin babası da polisti.
.لا داعي انت تذكرني .لقد كانو والد بيلي شرطيا ايضا

- Elbiselerinin lafını etmeye bile gerek yok. - Midesizliğin yeniden icadı.
ـ لا داعي لذكر طريقتها في اختيار الملابس ـ تعريف للذوق السيئ

Lütfen sakin bir şekilde ilerleyin. Aceleye gerek yok. Acele etmeyin.
رجاء تقدّموا للأمام ، خذوا وقتكم لا داعي للعجلة و التدافع

Teşekkür etmeden gerek yok. bizim için normal bir iş.
لا داعي لأن تشكرني، إضافة لذلك هي من أهتمت بنا

Bana işlerin nasıl yürüdüğünü anlatmana gerek yok. Ben aptal değilim.
لا داعي لأن تشرحي لي كيف يتم الامر أنا لست غبية

Hayır, gerek yok. Tutar bence. İnsanlar hemen söylemeye başlar.
لا داعي , إنها تنطلق فجأة و يبدأ الناس بقولها

Teşekküre gerek yok. O benim değil ki, o O'nun.
لا داعي لأن تكون ممتنا فهذا ليس لي، بل له

Böyle bir şeytanla hiç karşı karşıya gelmedin. Yalnız gitmene gerek yok.
لم يسبق أن واجهت هذا النوع من الشر لا داعي للذهاب بمفردك

Durun, durun, durun! Benim için kavga etmenize gerek yok.
لنجحت لو لم تكن ساقطة سكيرة لا داعي للتعارك عليّ

Sert biri olduğunu kanıtlamak için öfkeni göstermene gerek yok.
لا داعي لأن تنفعل طوال الوقت فقط لتثبت مدى قوتك

Hatırlatmama gerek yok, ama burası son yer gibi değil.
لا داعي لأن أذكرك ولكن هذا المكان يختلف عن سابقه

Özür dilemenize gerek yok, baylar. Hayranlarım genellikle böyle davranırlar.
لا داعي للأسف يا سادة كل معجبيني يعاملونني بنفس الطريقة

Barry, problem yok! Beyler, problem yok! Buna hiç gerek yok.
باري لايوجد هناك خطر , يا رفاق لا داعي لكل هذا

Bunları hacklememe gerek yok. Bütün bu sistemler zaten hacklenmiş durumda.
لا داعي لأن أخترق كل تلك الخوادم التي هي مخترقة اصلاً

Lanetli nehir suyuyla ilgili endişelenmek zorunda değilsin gibi, değil mi?
يبدو أنّه لا داعي للخوف مِنْ ماء ذلك النهر الرهيب، صحيح؟

Durumumuz iyi, güvendeyiz, endişelenecek bir şey yok. Yarın konuşuruz.
نحن بخير وبسلامة لذا لا داعي للقلق أتحدث إليك غدا

Namuslu insanları aramaya hiç lüzum yok, burda hırsızlık kimin adetidir hepimiz biliyoruz.
لا داعي للتوقف وتفتيش الناس الشرفاء كلنا يعلم من الذي يحب السرقة هنا

Ama Sorun değil. Çünkü onu seviyoruz. Ve sayesinde bedava bir halı kazandık.
لكن لا باس، لا داعي للقلق، لاننا نحبه وحصلنا عى سجادة مجانية بواسطته

Önemli değil, hayat kurtarmak önemlidir.
لا داعي ان تقول هذا انقاذ الارواح شيء مهم

Anladım ki söylemeyi planladığım şeyler artık gereksiz, Bay Lang.
أرى بأن ماخططت لقوله لا داعي له الآن سيد لانج

bir şey değil.
لا داعي لكن هناك كلمات أريد أن أقولها بشأن