Her ne olduysa, emin ol benim bir ilgim yok. | Open Subtitles | أيّا كان الذي حدث, أنا أعدك, أنه لا دخل لي به. |
Benim bir ilgim yok. | Open Subtitles | لا دخل لي بالأمر ؟ |
Sayın Bakan size yemin ederim, David Palmer suikastiyle... bir ilgim yok. | Open Subtitles | سيادة الوزير، أقسم لك أنه لا دخل لي باغتيال (ديفيد بالمر) |
Bunda suçum yoktu. | Open Subtitles | لا دخل لي فيما جري |
Ve bilmenizi isterim ki benim bununla hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | و انا فقط اريدك ان تعلمي .. اناا لا دخل لي في هذا |
Selam tatlım, geri döndüm. Benim olanlarla hiçbir alakam yok, hepsi onun başının altından çıktı. | Open Subtitles | مرحبــا، عزيزي، لقد عدتُ. لا دخل لي فيمــا حدث. |
- Bununla bir ilgim yok. | Open Subtitles | لا دخل لي بالموضوع |
Bak bununla hiç bir ilgim yok. | Open Subtitles | إسمع , لا دخل لي في هذا |
Monique Brammer davasına ben bakmıyordum. Beş polisle de bir ilgim yok. | Open Subtitles | لم أكن مسؤولاً عن قضية (مونيك) لا دخل لي بما حدث |
Maura, o kazayla bir ilgim yok. | Open Subtitles | لا دخل لي بهذا الحادث |
Bununla hiç bir ilgim yok. | Open Subtitles | لإنه وثق بك - لا دخل لي بهذا - |
- Benim bu işle bir ilgim yok. | Open Subtitles | - لا دخل لي |
Bunda suçum yoktu. | Open Subtitles | لا دخل لي فيما جري |
Ve ajan olmanla da hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | و لا دخل لي بكونكَ عميلاً أيضاً |
Bratton Gould. - Allison Holt'un yaptıklarıyla hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | شركة برايتون جولد - (لا دخل لي في سرقات (أليسون - |
Söylüyorum işte, bu işle hiçbir ilgim yok. Her şeyi anlattım ya. | Open Subtitles | لا دخل لي بهذا الأمر |
Az önce de söyledim, benim bu çılgınlıklarla hiçbir alakam yok, tamam mı? | Open Subtitles | لقد أخبرتك مسبقـاً أنه لا دخل لي فيمــا فعله هذا المخبول، صحيح؟ |
Lütfen. Dinle beni. Bu işle hiçbir alakam yok. | Open Subtitles | رجاءً، عليكَ تصديقي، لا دخل لي فيما حصل |
Bu işle hiçbir alakam yok. | Open Subtitles | لا دخل لي بهذا الأمر |