Tanrı esirgesin, kocası ölürse hayatı bir anda değişecek. | Open Subtitles | إن، لا سمح الله، توفي زوجها، سيحدث كل شيء بسرعة فائقة بالنسبة لها. |
Çünkü, Tanrı esirgesin, eğer geri dönmeyi başaramasaydım, en azından kartlarımı masaya koymuş olacaktım. | Open Subtitles | لأنه لا سمح الله إذا لم انجو فعلي الأقل ألقيت كل اوراقي علي الطاولة |
Aman Allah göstermesin, yanlışlıkla bir başkası için bir iyilik yaparsın. | Open Subtitles | لا سمح الله, أنتِ لا تفعلين أي شيء لطيف لأي شخص |
En güçlü kadın bile, gün boyunca bir güçsüzlük emaresi göstermesin diye bir kalın zırhın arkasına saklanır. | Open Subtitles | حتي اقوي النساء تضع هذا الدرع السميك لكننا يجب علينا لا سمح الله ان نبدي اي شيء من الضعف |
Doğru, çünkü bir daha içmeyi sana yasaklıyorum. | Open Subtitles | هذا هو الحق، لأنني لا سمح لك في التدخين مرة أخرى. |
Allah korusun, saldırı gerçekleşirse, tam olarak neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyim. | Open Subtitles | أريد أن أعرف بالضبط ما نواجهه، إذا لا سمح الله وقعت الهجمات |
Ama Tanrı esirgesin, olur da girerlerse sizi canlı ele geçirmesinler! | Open Subtitles | ولكن، لا سمح الرب، إن دخلوا، أحرصوا ألا يمسكونكم أحياء. |
Ama Tanri esirgesin, olur da girerlerse sizi canli ele geçirmesinler! | Open Subtitles | ولكن، لا سمح الرب، إن دخلوا، أحرصوا ألا يمسكونكم أحياء. |
Tanrı esirgesin. Bir misafir daha! Bu sefer bir şampiyonumuz var artistik patinaj sanatçısı. | Open Subtitles | لا سمح الله. المزيد من الرفقة! هذه المرة لدينا بطل |
New York Giants'ın maçı olmadığı ya da Newark üzerinden uçmadığım, ya da Tanrı esirgesin, bir cesetten kurtulmak zorunda kalmadığım sürece. | Open Subtitles | الا اذا اردت ان اشاهد مبارة لفريق "الجاينتس" , أو أن اسافر من نيوارك أو لا سمح الله أتخلص من جثه |
Tanrı esirgesin onun benim kızım olduğunu öğrenirler. | Open Subtitles | لا سمح الله إذا عرفوا أنها ابنتي |
Eğer, Tanrı esirgesin ama, hasta olursanız, ona bundan verin. | Open Subtitles | واذا, لا سمح الرب كان لابد أن تمرض |
Allah göstermesin, mevzu oğlanın sağlığı olsaydı para yarına hazır olurdu. | Open Subtitles | لو كنا نتحدث عن صحة الصبي لا سمح الله لوضعت المال على الطاولة غدا |
Ya da Tanrı göstermesin bir aile tatiline falan çıkmak istersek? | Open Subtitles | أو، لا سمح الله، أردنا الذهاب في عطلة عائلية؟ |
Başın bir gün belaya girerse, Tanrı göstermesin yasal bir belaya... | Open Subtitles | واذا وقعت في ورطة لا سمح الله ورطة قانونية |
Bir sanatçı veya yazar bulun -- veya tanrı göstermesin, bir felsefeci bulup onunla konuşun. | TED | ابحثوا عن فنان أو كاتب -- أو ، لا سمح الله ، ابحثوا عن فيلسوف وتحدثوا معهم. |
Şimdi, eğer elektriğiniz yoksa ya da Allah göstermesin ameliyatın yarısında kesilirse makine dokunmaya bile gerek kalmadan otomatik olarak oda havasını bu girişten çekmeye başlıyor. | TED | الآن إذا لم يكن لديك كهرباء، أو لا سمح الله قطعت الكهرباء أثناء العملية الجراحية، هذه الآلة تنتقل تلقائيا، وبدون حتى لمسها، إلى السحب من هواء الغرفة من هذا المدخل. |
Senin ameliyat masana düşmemi Tanrı göstermesin. | Open Subtitles | لا سمح الله لو وجدت على طاولة عملياتك |
Bak Kate, yanmış ve kupkuru kesilmiş! Ona dokunmayı kesinlikle yasaklıyorum. | Open Subtitles | أنا أقول لك ، كيت ، 'التوا أحرقت والمجففة بعيدا ، وأنا بصراحة لا سمح صباحا من لمسها ، |
Eh,ben de tamamen yasaklıyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا لا سمح تماما. |
Ve ben de düşünüyordum Tanrı korusun ikimizden birine bir şey olursa bebeğe kimin bakacağına dair belki de kanuni bir belge imzalamalıyız. | Open Subtitles | كنت أفكر في أن يعني لا سمح الله شيئ ما يحدث في أي من الولايات المتحدة, ربما يجب علينا شيء مكتوب قانونا ارتفاع |
Büyük organ açığı ihtiyacınız olduğunda Tanrı korusun. | TED | نقص هائل في الأعضاء، إن احتجت لأحد الأعضاء، لا سمح الله. |