"لا وقت لدي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• vaktim yok
• zamanım yok
• vakit yok

Garantide olmak için her konuda her şeyi bilmem lazım ama vaktim yok.
لأكون مؤمناً سأتعلم كل شئ عن كل شئ لكن لا وقت لدي الآن

Evde beni bekliyorlar. Yapacak işlerim var. Oyuna vaktim yok.
لدي من ينتظرني في البيت و لا وقت لدي لمثل هذه الألعاب

Bak senin hayatın iyiymiş gibi davranacak vaktim yok.
اسمعي، لا وقت لدي لأتظاهر أن حياتك بخير.

zamanım yok. Yılın 51 buçuk haftası yollardayım ve bu halimi fazlasıyla seviyorum.
لا وقت لدي , فأنا اتجول منذ 51 ونصف اسبوع زيادة عن عام

Aranıyorum! Kızlara ayıracak zamanım yok!
أنا مطلوب في جريمة قتل لا وقت لدي لأحظى بمهبل

Bayaz Saraya sana arka çıkmaya gelmeye, ve bir tek sen önemliymişsin gibi zorla çağrılmaya zamanım yok.
لا وقت لدي لأركض إلى البيت الأبيض كلما أردت ذلك كأنك الشخص الوحيد المهم.

- Lütfen. Açıklayacak vakit yok, numara lazım bana.
-أرجوكِ لا وقت لدي للشرح, اُريد الرقم

Evet, dans etmek için pek vaktim yok. Hep bando, bando, bando.
نعم، لا وقت لدي للرقص الأمر يتعلق بالفرقة، الفرقة فقط

- Bu katlanılması gereken bir durum. Bu tip küçük şeylere ayıracak vaktim yok.
إنه عبء يجب أن نتحمله لا وقت لدي لهذه الاهتمامات التافهة

Slayt gösterisi için hiç vaktim yok. Daha sonra tartışmaya sunabilir miyiz?
لا وقت لدي لأجل عروض تقديميه هل يمكننا تحديد جدول لذلك؟

vaktim yok ama hayatım.
لا وقت لدي عزيزتي، ولكن أتعلمين ماذا؟ أنا سعيد للغاية بأنك لا تعملين

- Film gecesine gidiyorum Gallo. - Buna vaktim yok.
أنا متوجه لقاعة عرض الأفلام لا وقت لدي لهذا

Sho, EVA için vaktim yok. Fırlatma giysisini giyeceğim.
‫لا وقت لدي لبزة الخروج، ‫سأستعمل بزة الإقلاع

Bu sorular cidden beni geriyor ve şu an yardım parası nasıl alınır onu okuyorum, yani bunun için zamanım yok.
وكل هذه الأسئلة تصيبني بالتوتر وأنا حاليًا أقرأ عن كيفية الحصول على الرعاية لذا لا وقت لدي لهذا

Dalga geçecek veya Aline'in sorularını cevaplayacak zamanım yok.
لا وقت لدي للمزاح أو الإجابة عن أسئلة ألين

Ben Carla, kız arkadaşın, çok seviyor olsam da, daha önce tanışmamışız gibi davranacak zamanım yok, tamam mı?
ما اسمكِ؟ أنا "كارلا"، حبيبتك، وبقدر ما أحب ذلك دائما، لا وقت لدي حقاً من التظاهر بأننا لم نلتقِ قط، حسناً؟

Sadece bir taksiye binmek istiyorum. Sizin için zamanım yok.
فقط عندما أريد سيارة أجرة لا وقت لدي لك

- Bunun için zamanım yok, Elliot. Daire bulmam lazım.
لا وقت لدي لهذا يا (إليوت) علي العثور على شقة

- Bak zamanım yok, sadece Mona'yı çağır. Pekâlâ tamam.
كارمن لا وقت لدي ، دعي مونا تأتي - حسناً ، حسناً -

Sabırcılık oynayacak ve oturup kuskus yiyecek zamanım yok.
لا وقت لدي للصبر وتناول الكسكس.

Tartışacak vakit yok.
لا وقت لدي لأتجادل معك.