İçinde olanlardan endişeleniyor ya da içinde ne var hatırlamıyor. | Open Subtitles | إنه قلق بسبب مابه. أو إنه لا يتذكر ما به. |
Ve senin şu büyük beynin bu herifle ilişkini kes dediğimi hatırlamıyor mu? | Open Subtitles | وعقلك الكبير هذا لا يتذكر بأنى قلت بألا تعرف هذا الفاشل مجددا ؟ |
Ona bir şey yapar demiyorum ama bir şey hatırlamıyor. | Open Subtitles | لا أظن أنه فعلَ لها شيء، لكنه لا يتذكر شيء |
Yani nasıl olur da biri düğün davetiyelerini yolladığını hatırlamaz? | Open Subtitles | أَعني، من الذي لا يتذكر إذا كان قد أرسل بطاقاته؟ |
O kadar çok şey var ki burada, Lazanyayı getirmeyi bile hatırlayamıyor. | Open Subtitles | الكثير في عقله حتى أنه لا يتذكر اللزانيا |
Yutmadı. | Open Subtitles | انه لا يتذكر |
Ayrıca, kısa dönemli hafızayı da siliyor bu yüzden Ajan Morris beni müzede gördüğünü hatırlamadı. | Open Subtitles | وهو يتضمن أيضاً ماسحاً للذاكرة قصيرة الامد وهذا يفسر لماذا لا يتذكر العميل موريس رؤيتي في الفندق |
Bana soyduğu bankaların sayısını hatırlamadığını söyledi. | Open Subtitles | اخبرني بأنه لا يتذكر عدد البنوك التي سرقها |
Kendine geldiğinde bir kuş kadar mutlu oluyor... ama hiçbir şey hatırlamıyor. | Open Subtitles | عندما يخرج منه، فهو يكون فرح كالعصفور ، لكنه لا يتذكر أي شيء. |
O akşamla ilgili pek bir şey hatırlamıyor. | Open Subtitles | هو بالحقيقة لا يتذكر الاحداث التي جرت في تلك الليلة |
Sadece öylesine söylediğine inanmıyorum. Bence gerçekten hatırlamıyor. | Open Subtitles | لا اعتقد انه مجرد يقول ذلك اعتقد انه لا يتذكر |
Neden kimse Min-hyung'u hatırlamıyor? | Open Subtitles | ..سوف أرى قريبا أي سعادة هذه التي سينعمان بها معا لماذا لا يتذكر أحد منكم مين هيونج؟ |
Onu servis girişinde bayıltmışlar. Hiçbir şey hatırlamıyor. | Open Subtitles | هم دخلوا من المدخل بواسطة تاسير وهو لا يتذكر شيئ |
50 yıl süren evliliğini bile hatırlamıyor. | Open Subtitles | لقد كان متزوجاً لخمسين عاماً و لكنه لا يتذكر منها شيئاً |
Ona Yeşil Odaya kadar eşlik etmiş. Ama ayrıldığını hatırlamıyor. | Open Subtitles | ورافقها إلى الغرفة الخضراء لكنه لا يتذكر رؤيتها تغادر |
Ne konuştuğunu hatırlamıyor ama katile benzemediği için "Z" olmasına da ihtimal vermemiş. | Open Subtitles | لا يتذكر كيف اشتبه به لكنه يعتقد انه ليس قاتلا ولم يشتبه انه الزودياك لكنك تشتبه به؟ |
Ev sahibimiz hatırlamıyor, fakat bu rafın ne için olduğunu çözdüm. | Open Subtitles | مضيفنا لا يتذكر, لكن فهمت لماذا هذا الرف |
Yaptığını hatırlamıyor. Hafıza kaybı gibi bir şeyi var. | Open Subtitles | إنه لا يتذكر بانه فعلها كأنه لديه فقدان للذاكره أو شيئاً ما |
Beni hatırlamaz ki. | Open Subtitles | منذ سنتان قب ان تحصل على الترقية انه حتى لا يتذكر من انا ؟ |
Kyle'ın kayıp olduğu ve Petersonlar'ın onu aradığı beş yıllık süreç bunları hatırlayamıyor. | Open Subtitles | فترة 5 سنوات التي كان كايل مفقدوا فيها وكان بيترسون يبحثون عنه لا يتذكر أي شئ عنها |
Yutmadı. | Open Subtitles | انه لا يتذكر |
Takip eden beş yıl boyunca kızın yaşadığı acı haricinde hiç bir şey hatırlamadı. | Open Subtitles | لكن بعد خمسة سنوات، لا يتذكر أي شيء، سوى الألم الذي لم يكُن في جانبها. |
Kahvaltıdan hapishanede uyandığı ana kadar bir şey hatırlamadığını iddia etti. | Open Subtitles | عندما تمت محاكمته ادعى انه لا يتذكر اى شىء منذ ان تناول فطوره حتى وقت اسيقاظه فى السجن مع كدمه خلف اذنه |
O saatte sinemada olduğunu iddia etti, ama filmin ve oynayanların isimlerini hatırlayamadı. | Open Subtitles | لقد ادعى أنه كان في السينما رغم أنه لا يتذكر أسماء الأفلام التي شاهدها أو الشخصيات التي مثلت فيها.. |
Eğer patronun ismini bile hatırlamıyorsa, çalışmanın ne anlamı var? | Open Subtitles | أعني ما الفائدة بينما رئيسك لا يتذكر اسمك؟ |