ويكيبيديا

    "لا يجرؤ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • cesaret edemiyor
        
    • cesaret edemediği
        
    • cesaret edemeyeceği
        
    • cüret edemedikleri
        
    Aşağı burada, iyi bize saldırmaya cesaret edemiyor. Open Subtitles . في الأسفل هنا ، الخير لا يجرؤ على مهاجمتنا
    Ama Karanlık Taş'a yaklaşmaya kimse cesaret edemiyor. Open Subtitles لكن لا يجرؤ أحد على الاقتراب من الحجر الأسود الكريم
    Buranın kuzeyindeki hiçbir Dane'in gitmeye cesaret edemediği sahillerde... bir boğaz için ne kadar toprağa ihtiyaç var? Open Subtitles انه يسكن على الشاطئ الشمالي حيث لا يجرؤ أحد على الذهاب الى هناك ما الذي سيستولي عليه أكثر من ذلك
    Kimsenin bana bu gibi bir soru sormaya cesaret edemediği zamanlar vardı. Open Subtitles كان هناك وقت لا يجرؤ فيه أحد أن يسألني سؤالاً كهذا.
    kendi imzasını atmaya cesaret edemeyeceği düşüncelerine yönelik cesaretten yoksun temelsiz bir başlangıç.... Open Subtitles ضعيف الشخصية ورخو يفتقر إلى الشجاعة للتعبير عن قناعاته ومبادئه الشخصية فهو لا يجرؤ على التوقيع عليها باسمه
    En önemlilerini kimsenin dokunmaya cesaret edemeyeceği bir yerde saklardım. Open Subtitles الأغراض الأثمن كنت أخفيها في مكان لا يجرؤ أحد على مسّه
    Yiğitlerin gitmeye cüret edemedikleri yere koşmak Open Subtitles "أن تركض إلى حيث لا يجرؤ الشجعان" "أن تركض إلى حيث لا يجرؤ الشجعان"
    Senden bir şeyler öğrenmek istiyor, fakat sormaya cesaret edemiyor. Open Subtitles يوّدك فعلاً أن تعلّمه، لكن لا يجرؤ على الطلب.
    Ama göl o kadar tuzlu ve o kadar yeşil ki kimse yüzmeye ya da içmeye cesaret edemiyor. Open Subtitles لكن البحيرة مالحة جداً ...وخضراء جداً بشكل غريب بحيث لا يجرؤ أحد على استخدامها... أو على الشرب منها
    Ben sadece kimsenin yapmaya cesaret edemediği şeyi yaptım. Open Subtitles لقد قمت بشيء لا يجرؤ على فعله أي شخص آخر
    Ben sadece kimsenin yapmaya cesaret edemediği şeyi yaptım. Open Subtitles قمتُ فقط بما لا يجرؤ أحد القيام به
    İçinde saklanan büyülü yaratıkların korkusundan kimsenin girmeye cesaret edemediği gizemli Moors! Open Subtitles مملكة "ذا مورس" الغامضة التي لا يجرؤ أحد على أن يغامر ويدخلها خوفاً من مخلوقات الظلام التي تكمن بها
    Gerçek şu ki kafanda bu şeyleri hayal ediyorsun, kimsenin cesaret edemeyeceği şeyleri hayal ediyorsun veya senin gibi karmaşık seviyede hayal etmeye başkası muktedir değil. TED وحقيقة أنك تحلم بهذه الأشياء في عقلك، أنت تحلم بأشياء لا يجرؤ أحد آخر أن يحلم بها، أو لا يوجد شخص آخر قادر على أن يحلم بنفس مستوى التعقيد الذي تحلم به.
    Bir adamın geçmeye cesaret edemeyeceği bir çizgi vardır. Open Subtitles هو أنه يوجد خط فاصل لا ... ... يجرؤ الأنسان على إجتيازه
    "Suçsuz" kararı, kimsenin sorgulamaya cesaret edemeyeceği bir karar olmalıydı. Open Subtitles حكم المحلفين انه" ليس مذنب" يجب عليه أن يكون حكم لا يجرؤ أحد أن يسأل فيه
    Yiğitlerin gitmeye cüret edemedikleri yere koşmak Open Subtitles "أن يركض إلى حيث لا يجرؤ الشجعان"

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد