ويكيبيديا

    "لا يدع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izin vermez
        
    • izin vermiyor
        
    • ötesinde
        
    • bırakmadan
        
    Bay Shiraishi, polislerimizin kaçırma olayını araştırmasına izin vermez. Open Subtitles لا يدع الحجر الابيض الشرطه التدخل في هذه الشؤون
    L Kitap kabul kötü bir şey dokunma izin vermez. Open Subtitles أفترض أن الكتاب لا يدع أي شيء شرير يلمسه
    Bu çocuk kimsenin onu itip kakmasına izin vermez. Her zaman öcünü alır. Open Subtitles ذلك الفتى لا يدع أي أحد يدفعه دائماً ما ينتقم
    Ayrıca koç neden bizim de antrenmanda slip giymemize izin vermiyor? Open Subtitles لماذا المدرب لا يدع البقية منا يلبسون شبشب في الأصبع؟
    Ama bu ahmak onların işlerini yapmalarına izin vermiyor. Open Subtitles لكن هذا الحمار لا يدع العُمّال يعملون.
    Savcılığın bu davayı kazanmak için makul bir şüphenin ötesinde suçluluğunu kanıtlaması gerekli. Open Subtitles أن أفـوز بهـذه القضيـة النيابـة العامـة عليـها أن تثبـت تهمتـك بشيء لا يدع مجالاً للشـك
    Şunu belirteyim ki, bu suçlar ölümle cezalandırılan suçlardır... ve hiç şüpheye mahal bırakmadan kanıtlayacağım ki... Open Subtitles اسمحوا لي أن أقول للجميع هنا أن هذه الجرائم هي جرائم العاصمة، وسأثبت بما لا يدع أي شك ...
    Sen girdiğinde konuştuğum adam, enstrümanlarına başkasının dokunmasına hatta yaklaşmasına bile izin vermez. Open Subtitles و نوعية عملنا, تعرف الرجل الذي كنت أتحدث معه عندما أتيت لا يدع أي أحد آخر يقترب من هذه الألات
    Şu an sinirli olabilirdim ama bana söylendiği gibi iyi bir lider duygularının hareketlerini etkilemesine izin vermez. Open Subtitles والآن، قد أكون غاضباً ولكن القائد الجيد كما قيل لي لا يدع عواطفه تؤثر على أفعاله
    Ron önemsiz şeylerin önemli olmasına asla izin vermez. Open Subtitles إن " رون " لا يدع شئ غير هام أن يصبح هاماً على الإطلاق
    Bryan Trenberth hakkıyla yapılmış bir işin görmezden gelinmesine izin vermez. Open Subtitles برايان ترينبريث لا يدع المعروف يذهب سدى
    Hearst ortaklarının politika uygulamalarına İzin vermez. Open Subtitles لأنه لا يدع شركائه يرتبون السياسات
    Philby yabancıların kendisini sevmesine izin vermez. Open Subtitles فيلبي لا يدع الغرباء يحملونه
    Ayrıca Treiber diğer doktorların yanına yaklaşmalarına izin vermiyor. Open Subtitles أيضا تريبر لا يدع أي طبيب يقترب منه
    Marko'nun işini yapmasına izin vermiyor. Open Subtitles إنّه لا يدع (ماركو) يقوم بعمله حقاً.
    - Robert evlat edinilmeme izin vermiyor. Open Subtitles (روبرت) لا يدع عـائلتك تتبنـاني
    O tanığı sizlere sunduğumuzda makul şüphenin de ötesinde bu adamı cezalandırmak için yerinizde duramayacaksınız. Open Subtitles وعندما نقدم لكم ذلك الشاهد ستسارعون لإدانة ذلك الرجل بما لا يدع مجالاً للشك
    Şüphelerin de ötesinde suçlarından emin olma. Open Subtitles "تأكيد جرمهم بما لا يدع مجالاً للشك"
    "Makul bir şüpheye mahal bırakmadan" demen gerekmiyor muydu? Open Subtitles أليس من المفترض أن يكون "بما لا يدع أي مجال للشك؟"
    - Zerre şüphe bırakmadan. Open Subtitles بم لا يدع مجالا للشك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد