Bay Shiraishi, polislerimizin kaçırma olayını araştırmasına izin vermez. | Open Subtitles | لا يدع الحجر الابيض الشرطه التدخل في هذه الشؤون |
L Kitap kabul kötü bir şey dokunma izin vermez. | Open Subtitles | أفترض أن الكتاب لا يدع أي شيء شرير يلمسه |
Bu çocuk kimsenin onu itip kakmasına izin vermez. Her zaman öcünü alır. | Open Subtitles | ذلك الفتى لا يدع أي أحد يدفعه دائماً ما ينتقم |
Ayrıca koç neden bizim de antrenmanda slip giymemize izin vermiyor? | Open Subtitles | لماذا المدرب لا يدع البقية منا يلبسون شبشب في الأصبع؟ |
Ama bu ahmak onların işlerini yapmalarına izin vermiyor. | Open Subtitles | لكن هذا الحمار لا يدع العُمّال يعملون. |
Savcılığın bu davayı kazanmak için makul bir şüphenin ötesinde suçluluğunu kanıtlaması gerekli. | Open Subtitles | أن أفـوز بهـذه القضيـة النيابـة العامـة عليـها أن تثبـت تهمتـك بشيء لا يدع مجالاً للشـك |
Şunu belirteyim ki, bu suçlar ölümle cezalandırılan suçlardır... ve hiç şüpheye mahal bırakmadan kanıtlayacağım ki... | Open Subtitles | اسمحوا لي أن أقول للجميع هنا أن هذه الجرائم هي جرائم العاصمة، وسأثبت بما لا يدع أي شك ... |
Sen girdiğinde konuştuğum adam, enstrümanlarına başkasının dokunmasına hatta yaklaşmasına bile izin vermez. | Open Subtitles | و نوعية عملنا, تعرف الرجل الذي كنت أتحدث معه عندما أتيت لا يدع أي أحد آخر يقترب من هذه الألات |
Şu an sinirli olabilirdim ama bana söylendiği gibi iyi bir lider duygularının hareketlerini etkilemesine izin vermez. | Open Subtitles | والآن، قد أكون غاضباً ولكن القائد الجيد كما قيل لي لا يدع عواطفه تؤثر على أفعاله |
Ron önemsiz şeylerin önemli olmasına asla izin vermez. | Open Subtitles | إن " رون " لا يدع شئ غير هام أن يصبح هاماً على الإطلاق |
Bryan Trenberth hakkıyla yapılmış bir işin görmezden gelinmesine izin vermez. | Open Subtitles | برايان ترينبريث لا يدع المعروف يذهب سدى |
Hearst ortaklarının politika uygulamalarına İzin vermez. | Open Subtitles | لأنه لا يدع شركائه يرتبون السياسات |
Philby yabancıların kendisini sevmesine izin vermez. | Open Subtitles | فيلبي لا يدع الغرباء يحملونه |
Ayrıca Treiber diğer doktorların yanına yaklaşmalarına izin vermiyor. | Open Subtitles | أيضا تريبر لا يدع أي طبيب يقترب منه |
Marko'nun işini yapmasına izin vermiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يدع (ماركو) يقوم بعمله حقاً. |
- Robert evlat edinilmeme izin vermiyor. | Open Subtitles | (روبرت) لا يدع عـائلتك تتبنـاني |
O tanığı sizlere sunduğumuzda makul şüphenin de ötesinde bu adamı cezalandırmak için yerinizde duramayacaksınız. | Open Subtitles | وعندما نقدم لكم ذلك الشاهد ستسارعون لإدانة ذلك الرجل بما لا يدع مجالاً للشك |
Şüphelerin de ötesinde suçlarından emin olma. | Open Subtitles | "تأكيد جرمهم بما لا يدع مجالاً للشك" |
"Makul bir şüpheye mahal bırakmadan" demen gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن يكون "بما لا يدع أي مجال للشك؟" |
- Zerre şüphe bırakmadan. | Open Subtitles | بم لا يدع مجالا للشك. |