Pencereden uzak uzak durun. Tetikçi hala orada olabilir. | Open Subtitles | إبتعدا عن النوافذ الرجل المسلّح قد لا يزال هناك |
Savaş farklı, fakat aynı yer. 1990'da orada olan şey hala orada duruyor. | Open Subtitles | أياً كان ما موجوداً في حرب 1990 لا يزال هناك |
Bilim adamı hâlâ orada ve Ring için çalışıyor. | Open Subtitles | انه لا يزال هناك وانه يعمل لحساب الرينج أنا متأكد من ذلك |
Bir süre için, bunu içinden çıkarıp atabileceğime inandım ama o kadar uğraşmama rağmen, galiba hâlâ orada duruyor. | Open Subtitles | ولفترة قصيرة اعتقدت ان بإمكاني استخراج هذا منك ولكني حاولت بشدة اعتقد انه لا يزال هناك |
Evet, nehir yatağında biraz var hâlâ. Her zaman oldu. | Open Subtitles | بلى، لا يزال هناك البعض منه في النهر حيث كان دائماً |
İmza gerekliyse sanırım biri hala burada olacaktı. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك شخص لا يزال هناك إذا كنت تحتاج إلى توقيع |
Katil hala dışarıda bir yerde. | Open Subtitles | القاتل لا يزال هناك في مكان ما. |
- hala orada olabilir. | Open Subtitles | انها تريد ان تكون لا تزال هناك. نعم، لا يزال هناك. |
30 saniyede bir, pencereden arabadaki herif hala orada mı diye bakıp duruyordu. | Open Subtitles | و كل نصف دقيقة يلتفت إلى النافذة ليرى إن كان الشخص في السيارة لا يزال هناك |
Hayır, hazine hala orada olacak, inanın bana. | Open Subtitles | كلّا، الكنز لا يزال هناك يارفاق صدقوني. |
Onu Keyhole, New Hampshire de gördüm. Ama hala orada olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | إذا شاهدته يلعب في (نيو هامبشاير) فلا يعني أنّه لا يزال هناك الآن |
Evet, hatırlıyorum, hala orada. | Open Subtitles | دكتور "بريور"، أجل، على ما أتذكر أنه لا يزال هناك. |
Sanırım hâlâ orada, kilerdekileri temizliyordur. | Open Subtitles | اعتقد انه لا يزال هناك أسفل ينهش من المخزن |
Çalışıyordu ama yasal değil. hâlâ orada mı bilmiyorum. | Open Subtitles | كما تحريت ، يعمل بشكل غير قانوني و لست متأكد من أنه لا يزال هناك |
Dinlemeye razı olursan o ses hâlâ orada duruyor. | Open Subtitles | وهو لا يزال هناك إذا كنت مستعداً للاصغاء |
James istediğin her şeye sahip olmak için zaman var hâlâ. | Open Subtitles | جيمس، والآن لا يزال هناك متسع من الوقت للحصول على كل ما تريد. |
Sağ kolum incindi ama hala burada. | Open Subtitles | بلدي اصابة في اليد اليمنى، ولكن لا يزال هناك. |
Vic, Ridges hala dışarıda bir yerde. | Open Subtitles | أنظري .. فيك .. ريدجز لا يزال هناك |
yine de buna saçma diyecek bazı bilim insanları var. | TED | لا يزال هناك بعض العلماء الذين سوف يقولون أنّه هراء. |
Ben onun rüptüre onikiparmak tamir , amaduvarda ekimoz hala var , | Open Subtitles | لقد عالجت التمزق و لكن لا يزال هناك كدمة |
hâlâ oradaysa onu görmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ارى إذا كان لا يزال هناك. |
Etrafta hâlâ bir sürü Wraith var ve onlarla savaşmakta yardımınız işe yarabilir. | Open Subtitles | لا يزال هناك الكثير من الريث و يمكنكم مساعدتنا فى مواجهتهم |
Tanrı yolunda hayır işleri yapan birçok insan da var hala. | Open Subtitles | لا يزال هناك الكثير من الناس الذين يؤدون عملهم تجاه الرب كما يجب |
Pekala, eğer yanılmıyorsam, biri hala dışarda dolanıyor. | Open Subtitles | حسنا، ان لم مخطأً، لا يزال هناك .واحد بالقرب. يصادف انه في بويرتا دي فويغو |
Aradığınızı hiç bulamazsınız ama panik yapmanıza gerek yok çünkü hâlâ oradadır. | Open Subtitles | لا يمكنك العثور على ما تحتاج، ولكن لا تذعر لأنّه لا يزال هناك. |