Onlardan biri olmama müsaade edemezsin. | Open Subtitles | لا يُمكنك أن تدعني أصير مِثلَ تِلك الأشياء. |
Tek elle Kral Muhafizlari'nda hizmet edemezsin. | Open Subtitles | لا يُمكنك تأدية عملك كمساعد الملك بيد واحد |
Aynı anda her yerde olamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك أن تكون في كل مكان في نفس الوقت. |
- Evet ve şimdi ilerleme zamanı. - Hayır! Yapamazsın! | Open Subtitles | نعم ، وقد حان وقت الإنتقال - لا يُمكنك - |
Bu olaydan kurtulmanı satın alamazsın. Daha önce de bir kez saldırmışsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك ان تخرج من الامر عنطريقدفعالمال. |
Yardım edemezsiniz, efendim. Bazı insanlar çok kötü. | Open Subtitles | لا يُمكنك فعل شيء يا سيّدي، فبعض الأشخاص سيئون جدّاً. |
I don't know the seriousness of my situation. Herşeyi söylemezsem bana yardım edemezsin. you can't help me. | Open Subtitles | لا يُمكنك مُساعدتي ما لمْ أخبرك كلّ ما أعرفه. |
Tavan arasında öylece saklanmaya devam edemezsin. Neden? | Open Subtitles | ـ لا يُمكنك البقاء مختئاً في الغرفة العلوية ـ لماذا؟ |
Sesini duyurmadıktan sonra bu dünyada hiçbir şey elde edemezsin. | Open Subtitles | لا يُمكنك أن تحصل على أيّ شيء .في هذا العالم بدون أن تسمع |
- Moruk, bu heriflere durduk yerde ateş edemezsin | Open Subtitles | كلا، يا رفيقي، لا يُمكنك أن تطلق النار على هؤلاء الرجال. |
Tek elle Kral Muhafızları'nda hizmet edemezsin. | Open Subtitles | لا يُمكنك تأدية عملك كمساعد الملك بيد واحد |
Buna devam edemezsin, Bill. | Open Subtitles | لا يُمكنك أنْ تبقى على هذا الحال يا بيل. |
Bahsi bilmiyorum. Çeşitli şeyler oluyor. Hiçbir şeyden emin olamazsın. | Open Subtitles | أنا لستُ خبير بالمراهمنة، إنها تعتمد على المصادفة، و لا يُمكنك التأكد منها. |
- Elimden bir şey gelmez. - Onların tarafında olamazsın? | Open Subtitles | .ـ ليس هُناك شيء بوسعيّ فعله ـ لا يُمكنك الذهاب معهم؟ |
Gerçeği söylüyor mu asla emin olamazsın. | Open Subtitles | . لا يُمكنك أن تعرفَ أبداً متّى ينطقُ بالحقيقة |
Ama bu konuda bir şey Yapamazsın değil mi? | Open Subtitles | لكن لا يُمكنك القيام بشيءٍ حيال ذلك، صحيح؟ |
Karakterleri ve yaptıkları arasında hiçbir ayrım Yapamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك أن تُفرق بين طبيعتهم و ما يقومون بهِ. |
Çünkü o gece bana yaptığını yeniden Yapamazsın. | Open Subtitles | أبسبب أنّك لا يُمكنك إعادة ما قمت بفعله لي بتلك الليلة ؟ |
Bir alkoliğe içki veremezsin ve bu adamın parasını alamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك اعطاء البيرة الي مُدمن كحوليات ولا يُمكنك ان تأخذ نقود هذا الرجل |
Gece yarısı kapıyı çalıp 12 yaşında bir çocukla konuşmayı talep edemezsiniz. | Open Subtitles | لا يُمكنك طرق الباب في مُنتصــــف الليل فحسب والمطالبة بالتحدّث مع طفل يبلغ من العمر الـ12 عاماً. |
- öylece giremezsiniz. - Evet girebilirim. | Open Subtitles | ـ لا يُمكنك الدخول إلى هُنا ـ بلى يُمكنني |
Hiçbir şeye kafanı veremezsin çünkü her şey sahtedir. | Open Subtitles | لا يُمكنك الإستثمار في أيّ شيءٍ لأنّه لا يُوجد هناك شيء حقيقي. |
Benim yanımda olamazsınız. - Güvenli değil. | Open Subtitles | ــ لا يُمكنك التواجد هذا ليس أمناً ــ من فضلك |
Bana karşı koyamazsın, oğlum. | Open Subtitles | لا يُمكنك الوقوف ضدي، يا بُني. |