Bu bir erkek ve kadının aşklarını birbirlerine gösterme şekli. | Open Subtitles | انه مجرد رجل وامرأة يظهران حبهما لبعضهما البعض |
Evliliklerini birbirlerine yüzük takarak kesinleştirdiler. | Open Subtitles | واعلنا زواجهما باعطاء الخواتم لبعضهما البعض |
Bildiğim şey, birbirine bu kadar sadık Başka iki kişi görmediğimdir. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنّي لم أرَ شخصين قط موالين لبعضهما البعض |
Hey, hiç düşündün mü annem ve babam birbirlerinin dışında lisede kiminle çıkmışlardır? | Open Subtitles | ألم يطرأ ببالك قط فكرة معرفة مَنْ كان أمى و أبى يواعدان فى المدرسة الثانوية ؟ إِلَى جَانِبِ مواعدتما لبعضهما البعض |
- Ailemizi bir araya getirmeye ihtiyacı var ve buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | يجب ان ترجع امي و ابي لبعضهما البعض و انا احترم ذلك |
birbirlerini korumak isteyen birbirleri için en iyisini isteyen iki insanla ilgiliydi. | Open Subtitles | شخصان أرادا حقّاً حماية بعضهما البعض شخصان أرادا حقّاً الأفضل لبعضهما البعض |
Merak ediyordum, acaba bu genç çocuklardan kaçı, birbirleriyle böyle bir yaşamın hayali hakkında konuşmuşlardı. | TED | ولكنني ما فتئت أتساءل كم تحدّث هذان الفتيان لبعضهما البعض عن أحلامهما للحصول على حياة كهذه. |
Evliliklerini birbirlerine yüzük takarak kesinleştirdiler. | Open Subtitles | واعلنا زواجهما باعطاء الخواتم لبعضهما البعض |
Sanırım birbirlerine kendimize ne yapıyorsak onları yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهن يفعلن ما نفعله لأنفسنا لكن لبعضهما البعض. |
Nasıl konumlandıklarına bakın, birbirlerine bakıyorlar. | Open Subtitles | انظر لطريقة طرحهم ينظران مباشرة لبعضهما البعض |
birbirlerine uyacaklarını düşünmesem öyle söylemezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأقول ذلك لو ما كنتُ أظن أنهما مناسبان لبعضهما البعض. |
Fakat bu huzursuz zamanımızda bile tüm Swerker halkı birbirine bağlı kalmalıdır. | Open Subtitles | ولكن في هذه الاوقات يحرص السويديون على ضرورة الوفاء لبعضهما البعض |
Oyun yok. Hiçbir şey yok. birbirine iyilik yapan iki adam gibi davranalım. | Open Subtitles | لا خداع ، بشكل مطلق فقط شخصين يؤدّيان إحسناً لبعضهما البعض |
Bence iki adamın umumi tuvalette birbirine sikini göstermesinin ne demek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف ما معنى أن يتواجد رجلان في حمّامٍ عام، يريان أعضاؤهما لبعضهما البعض. |
İki insan ebediyet yemilerini edince sonsuz bir aşkla birbirlerinin olma isteklerini ilan ederler. | Open Subtitles | عندما يتعهد شخصان أمام الرب، فهم يقولون رغبتهم في الإنتماء لبعضهما البعض وهم واقعان في الحب. |
birbirlerinin kusurlarını görmezden geliyorlar. | Open Subtitles | إنهما يحتفلان بكمالهما، لبعضهما البعض |
Bu adam ve kadının birbirlerinin aa... vücutlarına yapacakları şeyler pek uygun olmayabilr. | Open Subtitles | هذا الرجل وهذه الإمرأة، من غير اللائق ما هما على وشك القيام به لبعضهما البعض مع ... |
Eğer bu iki kişiliği yeniden bir araya getireceksek atılacak ilk mantıklı adım, her bir karakteri ötekiyle tanıştırmak olmalıdır, diye düşünüyorum, öyle değil mi? | Open Subtitles | إذا كنا سنوحد هاتين الشخصيتين لكى نبسط الأمر فإن أول خطوة منطقية لنسير فى هذا الإتجاه هو أن نقدمهما لبعضهما البعض |
Xander belki hâlâ bir araya gelebileceklerini düşünüyor ama... kızın kalbini cok kırdı. | Open Subtitles | واكساندر يفكر بأنهما ربما بإمكانهما أن يعودا لبعضهما البعض ولكنه جرحها كثيراً |
Orası birbirlerini sevdiklerini söyledikleri yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي صرّحُــوا بهِ حُـبّهم لبعضهما البعض |
Bir an birbirlerini gırtlaklayacaklarını zannettim. | Open Subtitles | خِلْتُ انهما سيسددان اللكمات لبعضهما البعض. |
Sanırım. Onlar birbirleriyle çok iyiler. | Open Subtitles | اعتقد ذلك ، يبدوان مثاليين لبعضهما البعض |
Bu birbirleri için bir şey ifade etmeyen bir adam ve kadın arasındaki resmi bir görüşme için pek de uygun bir giyiniş tarzı sayılmaz. | Open Subtitles | أهذا ذي خاص للمحادثات بين رجل وأمرأة لا يعنيان شيئاً لبعضهما البعض |