Yani, yaratıcı yaklaşımınla kitaplarını satmak için onlarla iç içe çalışacaksın. | Open Subtitles | لذا ستعمل مباشرة مع أولئك المؤلفين لتأتي بطريقة مبدعة لبيع كتبهم. |
En fazla ürünü satmak için arabanızı nereye yerleştirirsiniz? | TED | أين هو المكان الأفضل الذي يمكنك إختياره لبيع أفضل لمنتجاتك ؟ |
Baltimore'lu iki kişi bugün bir gizli polise 40 dolarlık kokain satmaya teşebbüsten 15 yıl hapse mahkûm edildiler. | Open Subtitles | اثنان من رجال بالتمور حكم عليهم بالسجن 15 عام في سجن فيدرالي اليوم . لحيازتهم مكاتب لبيع الكوكاين .. |
Böyle bir yetenek, sahte şeyler satmaya çalışan biri için milyonlarca dolar demek. | Open Subtitles | موهبة مثل تلك يمكن أن تساوي الملايين لتاجر تحف فنية يسعى لبيع المُزيّفات |
Peki, bu eve ya da evcil hayvanlar için ürünler satan bir internet sitesinin kısmi ortaklığına ne kadar öderdiniz ? | TED | حسناً إذن، كم قد تدفع لقاء هذا المنزل؟ أو ملكية حصّة من أسهم موقع لبيع مستلزمات الحيوانات الأليفة؟ |
Reet'e bir dahaki sefere gençlerden hangisine satmayı düşündüğünü sor. | Open Subtitles | اسأل ريت ما للامم المتحدة الصغار انه يخطط لبيع لالمقبل. |
Dürüst olmak gerekirse, bayan uluslararası bir öğrenci yarışmasına katılıyorum en çok dergi satışı konusunda. | Open Subtitles | الحق أقول لك، ﺇني عضو في جمعية طلابية دولية تبحث عن أفضل طريقة لبيع المجلات الإباحية |
Babası babalık yapamadığından onu yatılı okula gönderdik orda da uyuşturucu satmaktan yakalandı ve 1 aylık süreyle rehabilitasyon merkezine gönderildi oradan da atıldı. | Open Subtitles | لكن والده لم يكن والداً بما فيه الكفايه ارسلناه لمجلس المدرسه وتم القبض عليه لبيع الحشيش |
Kaçınız bir reklamda kadın göğsünün hiç alakasız bir ürünü satmak için kullanıldığını gördünüz? | TED | كم منكم شاهد إعلاناً حيث يُستخدم ثدي المرأة لبيع بضاعة ليس لها علاقة بذلك؟ |
Evler için inşaat malzemeleri, şeker satmak için sözleşmeleri oluyor. Böylece büyük miktarlarda etanol ve enerjiyi yerel olarak üretebiliyoruz. | TED | ويحصلوا على مواد البناء للمنازل، عقد لبيع السكر لذا نستطيع إنتاج كمية ضخمة من الايثانول والطاقة محليا. |
Onları buraya getirmen lazım yoksa denemeyi satmak için gözlem gurubum yok demektir. | Open Subtitles | عليك أن تخرجهم من الدرج ليأتوا إلى هنا وإلا فليس عندي جماعة بحثية لبيع الحلقة. |
Ruggles, Christopher'ın para için eşini satmaya istekli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | راغلز يقول كرستوفر يرغب لبيع زوجته لأجل المال أو الخدمات |
Elbette ki birçok yatırımcı değerli hisseleri satmaya ve kişisel çıkarını gözetmeye hazırdır. | TED | وبالطبع، العديد من المستثمرين على استعداد لبيع أسهم ذات قيمة والسعي وراء اهتماماتهم الشخصية. |
Sor Juana'nın itibarı yavaşça elinden alındı, kitaplarını satmaya ve her şeyden vazgeçmeye zorlandı. | TED | ببطء، تم تجريد سور خوانا من مكانتها، اضطرت لبيع كتبها والتخلي عن الكتابة. |
Sağlık faturası ödemek için araba satan, iflas eden, pahalı diye tedaviyi aksatan insanlarla konuştuk. | TED | تحدثنا مع أشخاص اضطروا لبيع سيارة لدفع فاتورة صحية، أو لإعلان الإفلاس، أو عدم أخذ العلاج كاملًا بسبب التكلفة. |
Fox Medya Şirketi'ne, arkadaşının ölüm videosunu satmayı teklif ettiğin e-mail'in bir kopyasını bulduk. | Open Subtitles | حصلنا على النسخة بريد إلكتروني أخير أرسلت العرض لبيع الفيديو موت صديقك |
Dürüst olmak gerekirse, bayan uluslararası bir öğrenci yarışmasına katılıyorum en çok dergi satışı konusunda. | Open Subtitles | الحق، أنى عضو فى جمعية طلابية دولية تبحث عن أفضل طريقة لبيع المجلات |
Tasarlanmış ilaç satmaktan birkaç kez tutuklanmış başarısız bir kulüp girişimcisi. | Open Subtitles | مروّج لملاهٍ فاشل واعتُقِل بضع مرّات لبيع المخدّرات المركّبة. |
Orta Batı'da gösteri yapıyorlar. T-Shirt satacak birine ihtiyaçları var. | Open Subtitles | انهم يعرضون المسرحيات في غرب اوروبا يحتاجون شخص لبيع القمصان |
Allah aşkına söylesene bana, insanları birbirine satmanın yolunu yöntemini buldun mu? | Open Subtitles | أخبرنى ... هل وجدت طريقة لبيع كل شخص إلى أى أحد ؟ |
Çünkü bu sadece konuştuğumuz bazı korsan filmlerin kuramsal satış fiyatı değil Gerçek bir ekonomik kayıp. | TED | فهو ليس مجرد قيمة افتراضية لبيع الأفلام المقرصنة بالتجزئة لكنه يعد خسارة اقتصادية حقيقية |
Son olarak meşru çok katlı pazarlama firmaları üyelerinden ürün ya da hizmet satma fırsatı için para istememelidir. | TED | وأخيرًا، إن شركات تسويق الأعمال متعدد المستويات القانونية يجب ألا تتطلب من الأعضاء الدفع مقابل فرصة لبيع منتج أو خدمة. |
Çünkü bankalar bu bonoları uçuk rakamlara satıp para kazanmakla fazla meşguller. | Open Subtitles | لأن البنوك مشغولة بالحصول على الأموال لقد رأيت أموالاً لبيع هذه السندات |
Bu araziyi satmam için bana yetki verdiler, kanunlar böyle biliyorsun.. | Open Subtitles | لقد أعطيت الإذن لبيع الأرض، هذه هي القوانين، وأنت تعرف ذلك |
Size biraz satmak için Evonne getirdim Evonne satacağım. | Open Subtitles | لقد دعوتكن إلى هنا لبيع بعض المستحضرات و سأبيعها مهما كلّف الأمر |
Cesedi satabilmek için aileden izin almak gerekiyor ama bu adamlar o kısmı atlıyorlar tabii ki. | Open Subtitles | من المفترض أن تحصل على إذن من العائلة لبيع الجثة، ولكنّهم تخطوا هذا الجزء |
Bahçe satışında bir şeyler satarken yalan söylediğimden beri başıma bir sürü kötü şey geliyor. | Open Subtitles | مالذي يحدث ؟ حسن , منذ أن كذبت لبيع أغراض بالفناء الكثير من الأشياء السيئه تحدث لي |