Şimdi kimliği meçhul kurbanı vuranı bulmak için köpekleri mi kullanmak istiyorsun? | Open Subtitles | الان انت تريد استخدام الكلاب لتعقب مطلق النار على ضحيتنا المجهولة الوحدة الخاصة بكلاب الشرطة ستقابلنا هناك |
O şeyi yapanın izini sürmek için hırsızlar ihtiyacım olan bağlantı olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنهم قد يكونوا الخيط الذي أحتاجه لتعقب من يقوم بذلك الشيء |
Kokusunu takip etmek için köpek kullanabileceğimizi tahmin etti ve nehrin karşısına geçti. | Open Subtitles | لقد توقع أننا سنستخدم كلاب مدربة لتعقب رائحة البشر لذا سار عبر الماء |
Sokak kameralarıyla, kızın yolunu geriye doğru izlemek için? | Open Subtitles | لتعقب رحلتها عن طريق كاميرات مراقبة الشوارع ؟ |
Eski de bir izdi, ama eğlencesine dönüp takip etmeye başladı ve size o pati izlerini izleme hızından söyleyebilirim ki, bu adam doktora seviyesinde iz sürücüydü. | TED | كانت شاحنة قديمة، ومن أجل التسلية، قام بتعقبها وأقول لكم، من خلال السرعة التي تحرك بها لتعقب آثارها أن هذا الرجل حاصل على درجة دكتوراه في التعقب. |
Balıkları bulmak ve yakalamak için futbol sahası büyüklüğünde tekneler ve gelişmiş elektronik gereçler kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون مصنع قوارب الصيد التي بحجم ملاعب كرة القدم ومعدات الكترونية متطورة لتعقب وصيد الأسماك. |
Satıcıyı bulabilmek için kullan at telefonun seri numarasını kullandım. | Open Subtitles | استخدمت الرقم التسلسلي للهاتف المحروق لتعقب المزود |
Bu kozmik katillerin izlerini kıyamete yol açmadan önce bulmak için zamanla yarışıyorlar. | Open Subtitles | فهم يتسابقون لتعقب أثر هؤلاء القتلة الكونيين قبل أن تؤدي إلى كارثة |
Başka bir tane bulmak için araştırmaya başladık ama hiçbir ip ucu yok. | Open Subtitles | لقد بدأنا بالفعل في محاولة لتعقب الآخر، ولكن ليس لدينا أي أدلة |
İzini bulmak için çok kısa sürdü. Ancak, bu numara bir öncekiyle aynı değildi. | Open Subtitles | لم يساعدني الوقت لتعقب المكالمه لكنه ليس نفس رقم المتصل |
Bu kadının izini sürmek için bu akşam onlarca telefon konuşması yaptım, gerçekten önemli. | Open Subtitles | لقد أجريت دزينة من الإتصالات هذا المساء في مسعىً لتعقب أثر هذه المرأة و الأمر بهذه الأهمية |
Londra Emniyeti'nde bir adamın izini sürmek için bu yöntemin kullanıldığını okumuştum. | Open Subtitles | "وكنت قد قرأت عن شرطة "سكوتلاند يارد باستخدامهم لهذه الطريقة لتعقب رجل |
Ama insansız hava araçları yasadışı ağaç kesme faaliyetlerini takip etmek için de kullanılabilir. | TED | ولكن يمكن أيضا استخدام طائرات لتعقب أنشطة قطع الأشجار غير القانونية. |
Balıkları takip etmek için kokuyu ve elektro-resepsiyonu kullanabilirler. | Open Subtitles | حيث بوسعهم استخدام حاسة الشم والمستقبلات الكهربائية لتعقب الأسماك |
Sadece göç seyirlerini izlemek için askeri bir tasarımı değiştirdim. | Open Subtitles | انا مجرد طورت تصميما عسكريا لتعقب أنماط الهجرة |
Büronun kaynaklarını teröristleri izlemek için kullanması gerektiğini sanıyordum, ...ikinci balayılarına çıkan memur çiftleri değil. | Open Subtitles | من المفترض أن يستخدم المكتب موارده لتعقب الإرهابيين وليس موظفين مدنيين في شهر عسلهم الثاني |
Çalınan örnekler olmadan, bu şeyi izleme amaçlı özel bir ekip kurmak için ona gitmeden önce birkaç yeni eşleşme daha bulmalıyım. | Open Subtitles | بدون العينات التي سرقت أنا في حاجة إلى بضع مطابقات جديدة قبل الاقتراب منه حول تشكيل فرقة عمل لتعقب هذا الشيء |
Ana kaynağa ulaşmakta, sinyalleri yakalamak için bunu kullanabilirim. Şimdi. | Open Subtitles | يمكننى استعمالها لتعقب الإشارة لأصل لمصدرها الأصلى |
Ben de yangından beri hesabına ulaşan kişilerin I.P. adresi bulabilmek için banka ile görüşüyorum. | Open Subtitles | و أنا أقوم بالعمل مع المصارف لتعقب عنوان البروتوكول عمنّ قام بالدخول إلى حساباتك منذ حريق شقتك |
Öncelikle vampirlerin peşine düşeceğiz. Bunu onların yaptığından eminim. | Open Subtitles | وقبل ان نذهب لتعقب مصاصي الدماء الذين انا متأكد انهم من قاموا بذلك |
Seni kaçıran adamları bulmaya çalışırken, tuzağa düştüm. | Open Subtitles | حاولت نصب كمين لتعقب الاشخاص الذين قاموا بخطفك |
Onu kaçan gemiyi izlemeye göndereceğim. | Open Subtitles | سأرسله فوراً لتعقب الناقله فى معركه إستعاده |
Nadir ve güzel silahların peşinden dünyayı dolaştım. | Open Subtitles | أسافر حول العالم لتعقب أسلحة نادرة وجميلة. |
Kaçakları izlemenin birinci kuralı: | Open Subtitles | أول قاعدة لتعقب الهاربين: |
Ayağımı düze basmamda yardım edecek olan fahişenin izini bulmak birkaç ayımı aldı. | Open Subtitles | أخذت مني شهرين كاملين لتعقب التنورة التي كانت ستساعدني على النهوض مرة أخرى. |
Star Laboratuvarı uydularını meteorolojik anormallikleri takip etmesi için Central City üzerinde çalıştırdım. | Open Subtitles | لقد برمجت اقمارنا الصناعية. لتعقب اى حالات طقس مضطربة فى "سنترال سيتى". |