Şimdi o en güçIü adamın yüzüğünü öpmek için kapalı. | Open Subtitles | والآن فهي في الخارج لتقبيل الخاتم لأقوى رجل على الإطلاق |
Mutlu olduğumda birini öpmek zorunda olduğum zaman... | Open Subtitles | وعندما أشعر بسعادة قويه حيث أضطر لتقبيل أحد |
Sadece bacak arasını öpmeye devam edebilirim. Bütün gün öpebilirim. | Open Subtitles | استطيع العوده لتقبيل الفخذ الأيمن استطيع تقبيل فخذيك طوال اليوم |
Polis memurunu öpmeye çalıştığımda nasıl tutuklandığımı hatırladın mı? | Open Subtitles | أتذكرين عندما حاولتُ أن يتم اعتقالي لتقبيل ضابط شرطة؟ |
sence ne zaman gelini öpme şansını yakalayacağım? | Open Subtitles | متى تظن أن الفرصة ستتاح لى لتقبيل العروس ؟ |
Kapıdan koşarak içeri girdi, silahını ateşledi bağırarak "yeri öp" dedi ama bir ara kafamı kaldırdım ve onun... | Open Subtitles | جرى من خلال الباب وأطلق رصاص بندقيته وصاح في وجهي "لتقبيل الأرض " لكني نظرت لفوق و رأيته |
Kirayı ödeyeceğiz, ben işimi geri alacağım ve bir oğlanı öpeceğim. | Open Subtitles | نحن سندفع الإيجار وسوف نسترجع وظايفنا وانا ذاهبه لتقبيل شاب |
Şimdi onun götünü öpmen gerekiyor! | Open Subtitles | الآن، بلدي الحاجة لتقبيل الحمار الخاص بك هو أكثر! |
Bir beyefendi öptüğünü dile getirmez, ama ben beyefendi değilim, ve bir kadını arkadan öpmek epey zormuş. | Open Subtitles | جنتلمان لا قبلة واقول، ولكن أنا لا نبيلا، وأنه من الصعب لتقبيل امرأة من الخلف. |
Onlarla birini öpmek nasıl bir şey acaba? | Open Subtitles | ما هو مثل لتقبيل شخص مع تلك الأشياء؟ |
Ayrıca o pis herifi öpmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | بالاضافة الى اضطرارى لتقبيل هذا السمين |
Alnından öpmek istedim ama çok karanlıktı ve yanlışlıkla dudaklarını öptüm. | Open Subtitles | ذهبت لتقبيل لها على الجبهة... ... ولكن كان الظلام حتى، أنا حصلت بطريق الخطأ على شفتيها. |
Çünkü onu öpmek istiyordu ama bağıracak olurlarsa yakalanırdı, O zaman ne yaptı? | Open Subtitles | انه لا هفوة 'م لأنه يريد لتقبيل 'م ، ولكن إذا كانت تصرخ ، وستعمل انه يحصل على واقعة ، in't'e ، فما كان سأفعل؟ |
Elimi çabuk tutucam, böylece sen de kuzeninin ağzını öpmeye geri dönebilirsin. | Open Subtitles | سأجعل الأمر سريعاً حتي يمكنك الرجوع لتقبيل فم ابنة عمك |
Meade imparatorluğundaki tüm dergiler yeni ortak müdürün elini öpmeye gelecek. | Open Subtitles | سنقوم باخذ الاماكن الحصرية في كل امبراطورية مجلات "ميد" قادمة لتقبيل خاتم الشريك الرئيسي |
Neyse, kurbağaları öpmeye giderken her gün sihirli fasulyeler diken bir çocuğun önünden geçiyor. | Open Subtitles | على أيةِ حال ، في إحدى المرات ... وهي ذاهبة لتقبيل الضفادع وقد مرت على ذاك الفتى ... الذي كان يزرع الفاصولياء السحرية |
Kanalı kurtarmak için Brackett'in götünü öpme sırası kimde? | Open Subtitles | على من الدور هذا الأسبوع لتقبيل مؤخرة ماكس براكت لإنقاذ هذه المحطة ؟ |
Hoşlandığım birini öpme şansım olsaydı tereddüt etmezdim. | Open Subtitles | لو حظيت بفرصة لتقبيل شخص يعجبني لما ترددت |
Git başkasını öp. | Open Subtitles | اذهب لتقبيل شخص آخر |
Git anneni öp. | Open Subtitles | ! إذهب لتقبيل والدتك |
Glee provasından hemen sonra Finn'i öpeceğim. Sağ ol. - Etkilenmeyeceğinden emin misin? | Open Subtitles | (سأذهب لتقبيل (فين هل أنتِ متأكدة من أنك تستطعين التعامل مع هذا ؟ |
Yarın oraya birlikte bir kutu çikolata ile gideceğiz ve onun kıçını biraz daha öpeceğim ve bunu çözeceğim. | Open Subtitles | أنا وأنت سنذهب اليها غدا مع علبة شوكولاته لتقبيل مؤخرتها (تملقها) أكثر وأكثر |
Şanslısın Kıçımın fotoğrafını çekip kutuya yerleştirip, kıçımı öpmen gerektiğini söylemedim, Aynen bunu yapmalıydım. | Open Subtitles | كنت أفضل أن تكون محظوظا أنني لم التقاط صورة من مؤخرتي ووضعها في هذا الإطار، اقول لكم لتقبيل مؤخرتي سخيف، هذا هو ما ينبغي لقد فعلت. |