Söyleyecek bir şey olmayabilir.. ...ama kesinlikle yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | قد لا يكون هناك المزيد لتقوله لكنْ بالتأكيد هناك المزيد لتفعله |
Söyleyecek bir şeyiniz varsa bana değil tüm kurula söyleyin Bay Staples. | Open Subtitles | اذا كان لديك شيئاً ما لتقوله قله امام المجلس, ليس لي وحدي |
Size beş dakika ayırıyorum, eğer Söyleyecek birşeyiniz varsa. | Open Subtitles | استطيع منحك 5 دقائق لو كان لديك شئ لتقوله. |
Kendi adına söyleyeceğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | أليس لديك شىء واحد لتقوله في مصلحتك الخاصة؟ |
Hayatının kalanı boyunca hapse girmeden önce söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | لذا إن كان لديك شيء لتقوله تفضل قبل أن تذهب للسجن مدى حياتك |
Başka bir diyeceğin varsa da gider Yahudi avukatıyla konuşursun. | Open Subtitles | الآن اذا كان لديك شيء لتقوله تحدث الى محاميه اليهودي |
Ona Söyleyecek pek bir şeyin yok değil mi? | Open Subtitles | ولكن الآن , ليس لديك الكثير لتقوله لها أليس كذلك ؟ |
Söyleyecek birşeylerin var mı yoksa öteki gibi kafan talaş mı dolu? | Open Subtitles | ماذا عنك أيها المدلل ؟ هل لديك أي شىء لتقوله, أم لديك مشكلة فى الأوردة داخل رأسك ؟ |
# Söyleyecek fazla şeyi yok ama # Hissettikleri çok fazla | Open Subtitles | ليس عندها الكثير لتقوله لكن هناللك شىء حولها |
Söyleyecek bir şeyin varsa, burada söyle. | Open Subtitles | إذا كنت قد حصلت على شيء لتقوله لي، يمكنك أن تقول ذلك هنا. |
Gerçekten de Söyleyecek iki çift lafın var gibi. | Open Subtitles | هذا يبدو كما لو أن لديك شيء فعلاً لتقوله |
Söyleyecek bir şeyin varsa söyle. | Open Subtitles | اذا كان عندك شيء لتقوله فمن الافضل ان تقوله؟ ؟ العباره ستغادر خلال عشرين دقيقه |
Michael, Söyleyecek bir şeyin varsa bunu bütün sınıfla paylaş. | Open Subtitles | , مايكل كافري , إذا كان لديك شيء لتقوله . يمكنك قوله بالفصل |
Joan ve ben bunu hep söyleriz,eğer birisi hakkında Söyleyecek iyi birşeyin yoksa.... hiç birşey söyleme. | Open Subtitles | جوان وأنا دائما نقول: إذا لم يكن ..لديك شيء لطيف لتقوله حول شخص ما |
İnfaz gerçekleşmeden önce söyleyeceğin birşey var mı? | Open Subtitles | هل لديك أى شىء لتقوله قبل أن ينفذ الحكم؟ |
Amcana söyleyeceğin bir şey varsa ona söyle. | Open Subtitles | إذا كان لديك شيء لتقوله لعمك، فلتخبره إذاً |
....ben sadece.. ....söylemek istediğin bir şey varmı bilmek istedim | Open Subtitles | لأني فقط أريد أن أعرف ما إذا كان لديك شيئاً لتقوله |
Çirkin. Tek diyeceğin bu yani. | Open Subtitles | قبيحة، أهذا كلّ مالديك لتقوله. |
Bu konuda ne diyeceksin seni değersiz, salyalı domuz? | Open Subtitles | ماذا لديك لتقوله عن ذلك، ايها الخنزير، عديم الفائدة؟ |
Rahat ol. Ne söyleyeceksin, Plissken? | Open Subtitles | كن ضيفى ماذا لديك لتقوله بليسكان |
Bakalım Bayan Seiderman ne diyecek. Ah! ııı... | Open Subtitles | سنرى مالدى السيدة سايدرمان لتقوله سأخذ ساندويتش لاري ديفيد طلب للخارج , من فضلك |
Ne söyleyeceksen söyle, bir dakikan var. | Open Subtitles | سأعطيك دقيقة واحدة لتقل مالذي أتيت لتقوله |
Yani? Hımmm. Bana söylemen gereken başka bir şey var mı... | Open Subtitles | حسناً ، لم يعد لديك شيئاً لتقوله ، صحيح ؟ |
Şehrin bir ucundan bize bunu söylemeye geldiniz demek. | Open Subtitles | إذن، أهذا ما قطعت كل هذه المسافة لتقوله لنا؟ |
- Bu söylediğin korkunç bir şey. - Biliyorum ama gerçek bu. | Open Subtitles | ـ هذا شيء فظيع لتقوله ـ أعرف، ولكنها الحقيقة |
Bu, söylenecek hoş bir şey değildi. Beni iyi hissettirmek için tasarlanmadı. | Open Subtitles | لم يكن هذا شيء جميل لتقوله ولا يجعلني أشعر أنني بحالة جيدة |
Lehinize söyleyeceğiniz yeni bir şey var mı? | Open Subtitles | هل لديك أي شيء جديد لتقوله دفاعاً عن نفسك؟ |
Ne dediğin umurumda değil! - Bana söyleyebileceğin bir şey yok, Roderick. | Open Subtitles | أنا لا اُبالى بما تقوله ليس هُنالك شيئاً لتقوله, ساُغادر |
Senin için söylemesi kolay. Reddedilen sen değilsin. | Open Subtitles | هذا سهل عليك لتقوله لست أنت من تتعرض للرفض |