Bunların o kadar geniş bir dönüş açıları var ki yerleşebilmeleri için aşırı düzeyde kaldırım ve asfalt kullanmamız gerekiyor. | TED | تمتلك تلك الشاحنات نصف قطر لانعطافها واسع لدرجة، اننا نضطر الى نشر كميات ضخمة من الرصيف و الاسفلت، لتناسب معها. |
Ayrıca kullanılacağı koşullar için tasarlandı. | TED | وتم تصميمها لتناسب البيئة التي سوف تستخدم فيها. |
Modemi yeniden tasarlamak istedik gelişmekte olan dünya için, kendi koşullarımız için ve kendi gerçekliğimiz için. | TED | لقد أردنا أن نعيد تصميم المودم لتناسب العالم النامي، وتناسب محيطنا، وواقعنا. |
Kendi hikâyesine uysun diye saatin ayarıyla oynayacak bolca vakti vardı. | Open Subtitles | وكان لديه متسع من الوقت لتغيير ساعتها لتناسب قصته الوهمية |
Size uysun diye kendi hayatımı mı ayarlayacağım? | Open Subtitles | هل علي أن أغير حياتي لتناسب حياتكم؟ |
Cihaz, mahfeye, yani fillerin taşıdığı geniş oturağa uyacak şekilde tasarlandı. | Open Subtitles | :صُمّمت الأداة لتناسب الهودج السرج الضخم الذي يحمله الفيل |
Yani, avucunun içine sığacak kadar küçükler. | Open Subtitles | أعني أنّها صغيرة بما يكفي لتناسب في كف يدكَ |
Bu yüzden, umarım çocuklar ve yetişkinler için,... ...iyi kitaplar yazıyorumdur. | TED | لذا، فأنا أكتب كتب جيدة لتناسب الأطفال والكبار |
Bu elementlerin her birini, hangilerinin bilimsel olarak doğru olması gerektiğini ve hangilerinin hikâyeye ve ruh hâline uyması için itilip çekilebileceğini göz önüne aldık. | TED | أخذنا بالاعتبار كلاً من هذه العناصر وأيها توجب أن يكون دقيقاًً علمياً وأيها يمكن التلاعب بها لتناسب القصة والمزاج. |
O yüzden de bu role uymak için başka bir kimliğe bürünürdüm: Daha kalın bir sesle konuşur, el hareketlerime dikkat ederdim. | TED | لذلك أنا اختلقت شخصية للمكتب لتناسب الدور: كنت أتحدث بصوت أعمق، وأحاول صنع حركات بيدي. |
Nasıl dağıtımını yaparsınız? Bu şeyi uydurabilmek için nasıl çalışırsınız? | TED | كيف يمكن توزيعها؟ كيف يمكن عملها لتناسب هذا الشئ؟ |
Elbette yeni modeller için eklentiler yapmıştım, ama düşündüğün kadar değillerdi. | Open Subtitles | قُمت بالطبع ببعض الإضافات لتناسب النماذج الجديدة ولكن ليس بالكثرة التى تتصورها |
"Oturma odası için küçük. Ben kısa süre içinde geri dönene kadar umarım ki kâğıttaki parçayı öğrenmiş olursunuz. | Open Subtitles | وأخيراً حصلت على أداة صغيرة كفاية لتناسب الردهة عندما آتي قريباً، اتوقع |
Bu cihazlar sondaya uyacak biçimde katlanır ve esnektir. Böylece doktor laparoskopik cerrahi ile doğrudan tümörün üstüne yerleştirir. | TED | إنها مرنة لدرجة أنه بالإمكان طيها لتناسب القسطرة، لذلك يمكن للطبيب زرعها مباشرة على الجزء العلوي من الورم بالحد الأدنى من الجراحة. |
Birbirlerine tamamen uyacak şekilde kesilmişler. | Open Subtitles | تم تقطيعها بشكل مثالي لتناسب بعضها |
Cihaz rahim boynuna sığacak şekilde boyutlandırılır. | Open Subtitles | يتم قطع الجهاز لتناسب عنق الرحم. |
Kim oraya sığacak kadar küçücük... | Open Subtitles | من هو teensy، weensy بما يكفي لتناسب... ؟ |