Vampir avlamak kötülüğün yayılmasını durdurmak için güç ve beceriyle doğan tek kız falan filan. | Open Subtitles | .. تُولد لديها قوّة .. ومهارة لإصطياد مصّاصي الدماء لتوقف إنتشار شرّهم |
Bir beyaz kan hücresi bu hain planı durdurmak için herhangi bir şey yapabilir mi? | Open Subtitles | هل تستطيع خلية دم بيضاء أن تفعل أي شيء لتوقف تلك الخطة الشريرة ؟ |
Uçağı durdurmak için neredeyse piste yatacaktı. | Open Subtitles | لقد كادت أن تلقي بنفسها على المدرج لتوقف الطائرة |
Brewerların kaybetmesine engel olamıyor. | Open Subtitles | فعلت القليل لتوقف من خسائر برورز المتواصلة |
Olanlara engel olamazdın. | Open Subtitles | لم يكن هناك ما في وسعك فعله لتوقف ما حدث. |
Şarabın oksitlenmesini engellemek için havayı tankın dışına çıkarır. | Open Subtitles | تخرج الهواء من الصهريج لتوقف الخمر عن الأكسدة |
Her gün insanlar kendileri hakkında film yapılmasını önlemek için Hollywood'a gidiyor. | Open Subtitles | كل يوم الناس تسافر الى هوليوود لتوقف الاستوديوهات عن تصوير افلام تدور عنهم |
Gördüğünüz üzere her iki kalbi de durduracak her üç beyin sapını bertaraf edecek ve hücresel düzeyde bir şok göndererek yenileme kabiliyetini daimi olarak engelleyecek. | Open Subtitles | كما ترى لتوقف كلا القلبين والجذوع الثلاثة للدماغ |
Çünkü bildiğin gibi ILCO kilit ölçülerini her sene değiştirir.... benim gibi insanları durdurmak için. | Open Subtitles | لأنه، كما تعرف، أدوات إلكو تزداد صعوبة في كل سنة لتوقف الناس أمثالي |
Bayım, kan akışını durdurmak için buraya olabildiğince baskı yapın. | Open Subtitles | سيّدي، اضغط بأقوى ما يُمكنكَ لتوقف النزيف. |
Bunu başka birilerini durdurmak için yaptığı konusundaki söylediklerine inanıyor musun? | Open Subtitles | أتصدقين ما كانت تقوله بأنها كانت تفعل ذلك لتوقف شخصاً آخر ؟ من الصعب تصديق بأن |
Halkım gelecek ve onları durdurmak için hiçbir şey yapmayacaksın Zaman Lordu. | Open Subtitles | وقومي سوف يأتون ولن تفعل أي شئ لتوقف هذا ياسيد الزمن |
Üst düzey yöneticilerin Kırmızı Bölge'de kaçırılmasını durdurmak için mi? | Open Subtitles | لتوقف اختطاف كبار الشخصيّات في المناطق الحمراء ؟ |
Bununla Andy'ye Haley'nin ona âşık olduğunu ve evlilik teklifine engel olmak için sahile koştuğunu söylemek arasında dağlar kadar fark var. | Open Subtitles | هذا بعدي كل البعد عن اخبار اندي ان هايلي واقعه في حبه وذهبت الى الشاطئ لتوقف تقدمه لحبيبته |
Neyse ki, kaya zemin düşmeme engel oldu. | Open Subtitles | لحسن الحظ ان هذه الارض الصلبة كانت هنا لتوقف سقوطي |
Oksitlenmeyi engellemek için havayı tankın dışına çıkarır. | Open Subtitles | تخرج الهواء من الصهريج لتوقف الخمر عن الأكسدة |
Modern çağdan, Antik Roma çağına, Sezar suikastını engellemek için gönderilmiş gizli bir ajansın! | Open Subtitles | انتِ عميلة سرية عصرية والتي تسافر للوراء الى روما القديمة لتوقف قتل يوليوس قيصر |
Onun ölümünü engellemek için buraya getirilmedin, ama buna sebep oldun. | Open Subtitles | أنت لم تُجلب إلى هنا لتوقف موتها، لكن لتسببه |
Kışın belli bir süre boyunca yabani atlar, Kazak atlarıyla çiftleşmelerini önlemek için karantinaya alınırlar. | Open Subtitles | في الشتاء إنّ الخيول البرّية محجورة لتوقف تزاوجها مع خيول الكازاخيين. |
Kayıtlara göre bankanın haczini önlemek için yüklü miktarda para yatırmışsınız. | Open Subtitles | حسناً، سجلاتنا تشير إلى أنك قمت بدفع دفعة كبيرة إلى المصرف لتوقف حبس الرهن. |
Ben berabere giden hokey maçını durduracak kadar cesur değilim. | Open Subtitles | لستُ شجاع كفاية لتوقف عن لعبة الهوكي. |
Bunu geciktirmek için ne yapacaksınız? Affedersiniz. | Open Subtitles | وماذا تريد ان تفعل لتوقف ذلك ؟ |