Tavuk mısırla besleniyor, sonra eti kıyma olarak çekiliyor ve şişirmek ve yapışık tutmak için daha fazla mısır ürününe bulanıyor, ve sonra mısır yağında kızartılıyor. | TED | يأكل الدجاج الذرة، وينمو لحمه ويتم خلطه بالمزيد من منتجات الذرة ليضيفها بالجملة، ثم يتم قليها بزيت الذرة. |
eti, dişisinin eti ile kaynaşıyor, dişinin kan dolaşımı erkeğin vücuduna geçiyor, zamanla, bir sperm kesesinden farksız hale geliyor. | TED | ينصهر لحمه بلحمها، ينمو مجرى دمها في جسده، ويصبح ليس أكثر من كيس صغير للحيوانات المنوية. |
Ve kaçınız gerçekte canlı olarak bu yenilen eti üreten bir domuz gördü? | TED | والسؤال الثاني .. كم عدد الاشخاص الذين شاهدوا فعلا خنزير يتم انتاج لحمه .. |
Zaman onun etini ve kanını alacak elbet. | Open Subtitles | إنه لا يتكرم بقليلٍ مِنْ وقته لدمه و لحمه |
Yediği bakteriler yaban domuzunun etini yumuşatmış. | Open Subtitles | لعق الخنزير لكل هذا الغرين جعل لحمه طريًا |
Ama unutmayın, çiğ Etinin tadına ilk ben bakacağım. | Open Subtitles | لكن تذكروا، سأحصل على القطعة الأولى من لحمه |
Hepsi de kendi kanından, kendi canından... ve mirası devralmayı bekliyorlar. | Open Subtitles | و هو يعلم ان هناك سلالة من لحمه و دمه فى انتظار تولى المسؤولية |
Ölümsüzler gibi. eti ve kemikleri atomize olmuş. | Open Subtitles | مثل الخالدين، لحمه وعظامه متداعية كالذرات فائقة الصغر |
Borcunu ödeyemezse etini almayacaksın değil mi? eti ne işine yarar ki? | Open Subtitles | إذا تأخر عن السداد لن تعوضه من لحمه ماذا يفيدك ذلك؟ |
Sen de onun eti kemiği sayılırsın. Seni bir huzur evine bıraktı. | Open Subtitles | انتِ من لحمه و دمه و وضعكِ في دار العجزه |
Vücudun bozuk eti kusması gibi, kafirler de güzel Dunsboro'nun bağrından uzaklaştırılacaklar. | Open Subtitles | وكما يرتكب هذا الجسم الجرائم ويتعفن لحمه لابد على الشرير هذا أن يرحل من صميم قرية دنسبرو |
Yemin ederim hayvanın gücünü hissedebiliyorum hala onun eti içinde zonklayan. | Open Subtitles | أقسم أني أشعر بقوة الوحش لا زلت تنبض في لحمه |
"eti mısırları kirletmesin, | Open Subtitles | دعونا لا نترك لحمه يلوث الذرة، |
Ve eğer etini yemezsek ya da kanını içmezsek... sonsuz hayata ulaşamayacağımızı. | Open Subtitles | و اذا لم ناكل من لحمه و نشرب دمه ان نحصل علي حياة ابدية |
Kurbanın tüm etini yemesi bir saatten fazla sürmeyecek. | Open Subtitles | قد يأخذ منها أكله ساعة أو اكثر ولكنها سوف تلتهم لحمه كله |
Standartlar mı? Mikroskobik robotlar etini yediği için... giderek kan gölüne dönüşen bir adam gördüm. | Open Subtitles | شاهدت لتوّي رجلاً ينفجر بسبب آلات مجهريّة أكلت لحمه |
Büyük yaşlı bir timsahı yakalarlar ve tüm etini yerler. | Open Subtitles | كانوا ليأخذوا تمساحاً ضخماً و يتناولون لحمه كله |
Elbisenin içine girip, etini eritmeden önce bu elbiseyi giyen kişinin son düşünceleriydi bunlar. | Open Subtitles | تلك كانت الفكرة الأخيرة للرجل الذي يرتدي تلك السترة قبل أن تقفز داخله و تنهش لحمه |
En sonunda, yanan Etinin kokusu burun deliklerini yaktığında onlardan vazgeçti ve onların gerçekte ne olduğunu gördü. | Open Subtitles | وفقط لدى النهاية فقد فيهم الأمل "فقط حين آلمت رائحة لحمه المحترق فتحتيّ أنفه، رآهم على حقيقتهم" |
Etinin lezzetli, dumanı tüten, zengin bir tadı vardır. | Open Subtitles | لحمه لذيذ, مدخن, النكهة غنية |
Hepsi de kendi kanından, kendi canından... ve mirası devralmayı bekliyorlar. | Open Subtitles | و هو يعلم ان هناك سلالة من لحمه و دمه فى انتظار تولى المسؤولية |