ويكيبيديا

    "لحياة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hayatına
        
    • hayat
        
    • hayata
        
    • hayatı
        
    • yaşam
        
    • hayatını
        
    • hayatın
        
    • hayatında
        
    • yaşama
        
    • yaşamın
        
    • hayatıyla
        
    • hayatım
        
    • ömür
        
    • hayatta
        
    • yaşamının
        
    Yani, çalışmanıza katılabilmek Thomas'ın hayatına yeni bir anlam katmanı katıyor. TED لذلك وحتى تستطيعي المساهمة في دراستك أعطي لحياة توماس معنى جديد
    Bak işte, suç hayatına geri dönüyor. Biliyordum. O kızdan bir bok olmaz. Open Subtitles حسناً، ها قد عادت لحياة الجريمة علمت هذا، علمت أن هذه الفتاة مشكلة
    Oğlununa daha iyi bir hayat sağlamaya çalışırken hayatını kaybeden bir anneydi. TED لقد كانت أما ضحت بحياتها تحاول الحصول على فرصة لحياة أفضل لإبنها
    Kasabalının sevdiklerinin daha güzel ve büyük bir hayata gittiklerini bilmeleri daha iyiydi. Open Subtitles و أن ندع سكان البلدة يظنون أن أحبائهم قد هربوا بعيدًا لحياة أفضل
    Başka bir hayatı gereksizce yok edersek elimize ne geçecek? Open Subtitles ما الفائدة التي تعود من إنهاء غير ضروري لحياة أخرى؟
    Bugün mutlu bir yaşam için olan felsefemi sizinle paylaşmak için buradayım. TED لذلك أنا هنا اليوم، لأطلعكم على فلسفتي لحياة سعيدة.
    Bu yeni hayatın özü. ve en küçük hata bizi yok edecek. Open Subtitles بل إنها مولد لحياة جديدة التي تخلو من الخطأ و تُريد تدميرنّا.
    Görsel materyal az olmasına rağmen, Hz. Muhammed'in hayatına dair kaynaklar ziyadesiyle mevcuttur. Open Subtitles رغم عدم وجود صور مرئيه الا ان المصادر المكتوبة لحياة محمد واسعة النطاق
    Bir kadın CIA ajanının hayatına kişisel ve yakından bakmak istemişti. Open Subtitles لقد أراد نظرة قريبة وشخصيّة لحياة عميلة أنثى في الإستخبارات المركزيّة.
    Birisinin hayatına güzellik katma fikrine gelince, işitme yetisi için katetmemiz gereken çok uzun bir yol var. TED وحتى عندما يتعلق الأمر بهذه الفكرة لاستعادة الجمال لحياة شخص ما, أمامنا طريق طويل حين يتعلق الأمر بتجارب الأداء.
    Sonra işleri düzeltmeye çalışmalıyım diyorum daha iyi bir hayat, vesaire. Open Subtitles لكن أعتقد بأن علي أن أصلح بعض الأشياء لحياة أفضل فقط
    Nasıl da ziyan edilmiş bir hayat! Ziyan edilmiş hayat mı? Open Subtitles ، يا لها من مأساة . يا لها من إضاعة لحياة
    Ona göre başka hayatları kurtarmak, kendine bir hayat kurmaktan daha önemliydi. Open Subtitles إنقاذه لحياة الآخرين كان أكثر أهميةً لديه من الحصول على حياتِه الخاصة
    Bu grafiği yayınladığımızda bambaşka bir hayata adım atmış oldum. Open Subtitles وبمجرد أن نشرنا هذا الرسم ،جهّزت نفسي لحياة مختلفة كليًا
    Amacı sizi faydasız bir işe değil, güzel yaşanacak bir hayata hazırlayan eğitimin olduğu bir geleceğe inanıyorum. TED أؤمن بمستقبل لا يكون فيه هدف التعليم التحضير لوظائف أخرى بدون جدوى بل لحياة سعيدة.
    Şunu anlamama yardım et. Evden bir manastır hayatı için mi kaçtın? Open Subtitles دعني أرى إذا فَهمتك بشكل صحيح انت هَربتَ مِنْ البيت لحياة العزوبية
    İnanılmaz şeyler yapabilirler; birinin hayatı, bütünüyle değiştirip ona eski fonksiyonelliğini tekrar kazandırabilirler. TED هم يستطيعون فعل أشياء رائعة؛ يستطيعون إعادة كل أنواع الوظائف والأداء لحياة شخص ما.
    Bu insanlar, düzgün ve elverişli bir yaşam için herkesin ihtiyaç duyduğu yemek, sağlık, eğitim, politik görüş ve evden yoksun. TED ليس لديهم طعام، ولا رعاية صحيّة، ولا تعليم، ولا صوت سياسي، ولا منزل والتي يحتاجها أي شخص لحياة كريمة مناسبة.
    Hızlı iklim değişikliği dalgaları yaşanırdı, karmaşık yaşam için hiç de iyi değil. TED وقد تكون هناك سلاسل تغيرات مناخية سريعة، وهذا ليس جيدًا لحياة معقدة.
    Moore'un yasaları hesaplamayı kolaylaştırdı, o kadar kolaylaştı ki, bireysel bir böceğin hayatını tartıp, evet budur veya değildir diye tartabiliyoruz. Şimdi bizim sadece dişi sivrisinekleri öldürmemiz lazım. TED قانون موور جعل البرمجة رخيصة, لدرجة أنه يمكنك أن تجعل لحياة حشرة ما وزن و تقرر أقتلها أو لا أقتلها. و الان إتضح لنا أننا نقتل فقط أنثى الناموس.
    Biz bu kelimeleri bir şeyi savunarak geçirilmiş bir hayatın bel kemiği olarak kullanırız. Open Subtitles نستخدم هذه الكلمات كالعمود الفقري لحياة هدفها حماية شئ
    Trajediyi önlemek için, bizim yapabilecek hiçbir şeyimiz olmasa da Thomas'ın kısacık hayatında, olumlu bir etki bırakması için bir yol bulmak istedim. TED في حين أنه لا يمكننا فعل شيء لمنع الفاجعة أنا أردت أن أجد طريقًا لحياة توماس القصيرة ليكون لديه نوع من التأثير الإيجابي
    Önemli olan o ağacı ve şehri dikiz aynanda gördüğünde daha iyi bir yaşama doğru gittiğini bileceksin. Open Subtitles عندما ترين الشجرة و أنت تمرين هنا تعرفين أنك بطريقك لحياة أفضل
    Ölümden sonraki yaşamın Antik Mısırlılar için gerçek amacını öğreneceğim. Open Subtitles سأتعرَّف على الغرض الحقيقي لحياة مابعد الموت عند قدامى المصريين
    O adamın hayatıyla ne ilgim var? Open Subtitles ماذا يمكننى أن أعمل لحياة هذا الرجل ؟ لا شيء
    Hayır tatlım, hobi falan istemiyorum, bir hayatım olsun istiyorum. Open Subtitles لا أنا لا احتاج لهواية. يا حبيبي أنا احتاجُ لحياة.
    ömür boyu süren disiplin ve bağlılık sırf 10 bin dolar için ayaklar altına alınabiliyor. Open Subtitles قواعد ضبط سلوك لحياة عمر المرء و عَهْد قد أُقصِيَ بمجرد 10000 آلاف دولار.
    Çünkü sonuçta, mutlu bir hayatta... en iyi şansı bana vermekte hepimiz benciliz. Open Subtitles لأنه في النهاية , ولاننا كلنا أنانيين هذا سيعطيني الفرصة الاكبر لحياة سعيدة
    "İnsan yaşamının ötesinde ulus vardır." Open Subtitles والقيمه الحقيقيه لحياة الفرد هى استمرار الأمه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد