| Kafama vurdu, büyük ihtimalle arka bahçeden evin dışına taşıdı,... | Open Subtitles | لقد ضربني على رأسي وجرّني لخارج المنزل عبر الساحة الخلفية |
| Kafama vurdu, büyük ihtimalle arka bahçeden evin dışına taşıdı,... | Open Subtitles | لقد ضربني على رأسي وجرّني لخارج المنزل عبر الساحة الخلفية |
| Gezegen dışına gitmek, benim için hala yeni bir şey. | Open Subtitles | الذهاب لخارج العالم مازال يبدوا جديدا نوعا ما بالنسبة إلي |
| Polis... Dağlar yüzünden vadiden dışarı ulaşamıyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا الوصول لخارج البلدة بسبب الجبال |
| Kafama vurup beni bayıltmış ve evden dışarı sürüklemiş olabilir. | Open Subtitles | والآن، يمكن أن يكون قد ضربني على رأسي وجرّني لخارج المنزل عبر الساحة الخلفية |
| Şehrin 1 km dışında bir yeraltı sığınağı. | Open Subtitles | من ملجاء محصن بشكل كامل يمكنها لنقلك لخارج المدينه 1كم |
| Güvenlik gelip sana dışarıya kadar eşlik edecek. | Open Subtitles | سيأتي رجال الـأمن لمرافقتك لخارج المبني. |
| Dolayısıyla bu, Afrika dışına, DNA ile izleyebileceğimiz orijinal göçtür. | Open Subtitles | فهذه هي الهجرة الأصلية لخارج أفريقيا التي تمكنا تتبعها بالجينات |
| Eğitimcileri, okul duvarlarının dışına ulaşıp, toplumun gelişmesinde nasıl bir rol oynayacaklarını düşünmeye teşvik etti. | TED | سألتهم ليصلوا لخارج نطاق جدران المدرسة و يفكروا كيف يقدرون أن يلعبوا دورا في بناية المجتمع. |
| Şimdi, toplamak gerekirse, 2 saniye için mağaralar hakkında konuşmak istiyorum ve bu mağaralardaki çalışmalarımız sayesinde Dünya dışına doğru doğal olarak genişleyen insanlar hakkında. | TED | والان ، لنختصر كل هذا الحديث ، سأتحدث لثانيتين عن الكهوف والتوسع البشري لخارج نطاق الأرض وكنتيجةٍ طبيعيةٍ لما نقوم به من عمل مع الكهوف. |
| Bize yakın taraftaki kervan çölün dışına tuz taşıyor, arka taraftakiler ise geri dönen hayvanlar için yem taşıyorlar. | TED | واحد في المقدمة تحمل الملح لخارج الصحراء، بينما الأخرى في الخلف تحمل الأعلاف للحيوانات التي تتجه إلى الوراء. |
| Bir kaç günlüğüne şehir dışına çıkıyorsun. | Open Subtitles | لدي أنباء لك ستذهب لخارج البلدة لعدة أيام |
| Eğer korumalar okulun dışına çıkarılırsa onlar için zor olacak. | Open Subtitles | ولكن ليس تراجع الحراس لخارج أبواب المدرسة |
| Bu sabah bize uçakla ülke dışına çıktığı bilgisi geldi. | Open Subtitles | وهذا الصباح، تمّ إخطارنا بأنّه استقلّ طائرة لخارج البلاد |
| Bir saat içinde dünya dışına gitmek için programımız var ve bununla birlikte her ikinizin görünüşü...şahane, | Open Subtitles | من المجدول أن نذهب لخارج العالم خلال ساعه وكلاكما تبدوا بشكل , ممتاز |
| Hazırlıklarımızı tamamlayana kadar onu bir süreliğine şehir dışına çıkar. | Open Subtitles | حسناً، قمنا بعمل ترتيبات من أجلك لاخذها لخارج المدينه لبعض الوقت |
| Yani patlama karnından başlamış ve dışarı doğru yayılmış. | Open Subtitles | إذاً وكأن الإنفجار أصله من البطن ثم إنتقل لخارج منها |
| Giyinmesi için Shane'e bir dakika verdim sonra da onu evden dışarı çıkardım. | Open Subtitles | لقد اعطيت شين دقيقة ليلبس ثم مشيت معه لخارج المنزل |
| Beş dakika içerisinde güvenlik şu asansörden gelip beni zorla benim binamdan dışarı çıkaracak. | Open Subtitles | في خلال 5 دقائق حارس أمني سيدخل من المصعد ويصطحبني لخارج مبناي |
| Ülke dışında küçük bir silahlı grubu kontrol ettiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنون أنه كان يدير عمليات تهريب أسلحة لخارج البلاد |
| Daha fazla gıda, alkollü içkiler, şehir dışında tren bilet. | Open Subtitles | المزيد من الطعام , المشروبات الكحولية ؟ تذكرة قطار لخارج البلدة ؟ |
| Anlaşılan seni kucağıma alıp dışarıya kadar taşımam gerekecek. | Open Subtitles | يبدو أنّي سأضطر للانقضاض عليك وحملك لخارج هذا البيت. |
| Yatak odasının dışındaki ağaca tırmandım. | Open Subtitles | لذا تسلّقتُ شجرة تطلّ لخارج غرفة نومه ولكن كان على الشجرة فطريات |