Bunu onun ağzından duymayacaksın, senden Ölesiye korkuyor. | Open Subtitles | ولن تسمع أبداً بالأمر منها, لأنها خائفة لدرجة الموت منك |
Rikers'da, bir mahkum deliye dönüyor sağlamlaştırılmış hücre kapısını tekmeleyerek açıyor ve iki gardiyanı Ölesiye dövüyor. | Open Subtitles | سجين أصابه الجنون ركل باب زنزانته و ضرب حارسين لدرجة الموت حسنا |
İçeri girip eşyalarımı almalarından Ölesiye korkardım ya da beni. | Open Subtitles | كنتُ مرعوبة لدرجة الموت أنّهم قد يقتحموا سيارتي و يسرقوا أغراضي و يأخذوني |
Ölümüne seviyor değilim. | Open Subtitles | أنا شخصٌ ليس لديّ قلب لأعطيه لشخص لأحبهُ لدرجة الموت |
Onu Ölümüne seviyorum. Elimde değil. | Open Subtitles | احببته لدرجة الموت, لااستطيع فعل شئ حيال هذا |
İnsanlar vurularak öldürülüyordu kamplarda Ölesiye çalıştırılıyordu. | Open Subtitles | قُتلَ العديدُ من الناس بالرصاص و منهم من أُرهِقَ لدرجة الموت في المخيمات |
Hem de nasıl. Ölesiye korkardı kedilerden. | Open Subtitles | بلى, لقد كان يخافهم لدرجة الموت |
Ailedeki erkeklerin ondan Ölesiye korkması, işleri iyice zorlaştırıyor. | Open Subtitles | و لا يساعد ذلك كل الرجال في عائلتها يخافون لدرجة الموت منها! |
Onu Ölesiye seviyorum ama Tanrı aşkına be adam. | Open Subtitles | ,أعني, أحبه لدرجة الموت ولكن يا إلهي |
Ölesiye korkardı! | Open Subtitles | يخافهم لدرجة الموت ! |
Haberleri seyrettiğinden ve Ölümüne korktuğundan eminim, tamam mı? | Open Subtitles | انا متيقن انها رأت الاخبار ولابد انها مرعوبة لدرجة الموت, موافق ؟ |
Hapishaneye gittiğimizde Ölümüne korktum. | Open Subtitles | عندما كنت في ذلك السجن كنت خائفاً لدرجة الموت |
13 Haziran her şeyi değiştirdi. Halk bizden Ölümüne korkuyor. | Open Subtitles | حادث الثالث عشر من يونيو غير كل شيء العامة خائفون لدرجة الموت منا |