ويكيبيديا

    "لدية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vardı
        
    • olan
        
    • in
        
    • varmış
        
    • vardır
        
    • onun
        
    • 'ın
        
    • sahip
        
    • elinde
        
    • almış
        
    Çocuğun her yere giriş izni vardı. Kilitleri kırmasına gerek yok. Open Subtitles الفتى كان لدية تصريح بالدخول لا حاجة له أن يكسر الاقفال
    Ama kader utansın hem iş teklifi hem de birası vardı. Open Subtitles لكن ذلك اليوم , حسنا كان لدية خطة عمل وبعض الجعة
    Ted'in robin ile olan geleceği konusunda kim birşeyler söyleyebilir biliyormusunuz? Open Subtitles اتعلم من لدية ما يقول عن مستقبل تيد و روبن ؟
    Her Kahin'in kendi yatak odası, TV'si ve ağırlık odası var. Open Subtitles كلّ واحد من المتنبئين لدية غرفة نوم وغرفة إنتظار و تلفزيون
    Sanki kanatları varmış gibi dördüncü katın penceresinden atlamadan önce bana göz kırptı. Open Subtitles نظر لى قبل ان يقفز من نافذة بالطابق الرابع كما لوكان لدية اجنحة
    Barışın bir simyası vardır ve bu simya, kadın ve erkek bakışaçılarının iç içe olmasını ve karşılıklı iletişimini gerektirir. TED السلام لدية تناغم، وهذا التناغم عبارة عن تبادل وترابط بين وجهات النظر للجنسين.
    Ayakçıydım. Ben, ona şöförlük ederdim, onun için silah bulurdum... Open Subtitles كنت سائقا لدية اقوم بتوصيلة لأية مكان احضر له اسلحه
    Hasta rüyasında köpekle yürüdüğünü gördüğünden Tutsak Sıfır'ın köpeği var. Open Subtitles مريض الغيبوبة لدية كلب السجين صفر لديه كلب كمبيوتر محمول
    Sağ tarafımdaki kişide 25 cmlik bir bıçak vardı, dirseğimden aşağı sapladı ve alt ana toplardamarımdan içeriye doğru girdi. TED الرجل على اليمين كان لدية سكين بشفرة 10 بوصة، وجهها تحت كوعي، وارتفعت وقطعت وريدي الأجوف السفلي.
    Dom'un 16 yaşından beri bir dizi işi olmuştu ve onun da bir kavanoz parası vardı. TED صديقي دوم كان لدية سلسلة من الأعمال منذ أن كان في السادسة عشرة، مما يعني أنه هو الآخر لديه مقدار من المال.
    Aramızda dağlar kadar fark vardı. Mâlûm herkesin yoğurt yiyişi farklıdır. Open Subtitles بالطبع كانت هناك اختلافات كبيرة فالمواطن الألمانى لدية شخصية تختلف تماماً عن المواطن الهولندى
    Akşamımızın gerekçesi olan bu adam için bir şeyler söylemek isteyen var mı? Open Subtitles هل هناك أي أحد لدية أي كلمات يريدون قولها عن رجل الأمسية ؟
    Nihayet başka havadisleri de olan Hollandalı bir tacir tarafından elime tutuşturuldu. Open Subtitles وأخيرا وضعت بين يديا بواسطة تاجر هولندي، الذي كان لدية أخبار أخرى.
    Bence Irving'in bize saldıranların peşine düşmek için bir planı var. Open Subtitles انة يبدو الى ان ايرفنج لدية خطة لهؤلاء الناس الذين هاجمونا
    Sanki kanatları varmış gibi dördüncü katın penceresinden atlamadan önce bana göz kırptı. Open Subtitles نظر لى قبل ان يقفز من نافذة بالطابق الرابع كما لوكان لدية اجنحة
    Sicilya'da eroin üreten tesisleri varmış. Open Subtitles و فى صقلية لدية المصانع لمعالجتة و تحويلة لهيرويين
    Bu gizemler, en büyük bilmeceyi de içeriyor: Saleem'in sihirli güçleri vardır ve bir şekilde doğum zamanı ile ilgilidir. TED سليم لدية قوي سحرية، وتشمل هذة أكبر لعز على الأطلاق، وهي مرتبطة بطريقة أو بأخرى بوقت ولادته.
    Michael Elliot'ın Nick Bodeen adında bir adamla bağlantısı olup olmadığını biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعلمى ان كان مايكل إليوت لدية أى اتصالات مع رجل يدعى بودين
    Yani bu siyahi bir adamın ya yüksek tansiyona sahip olduğu ya da sahip olan birini tanıdığı anlamına gelir. TED وهذا يعني أن كل رجل أسود تقريباً لدية إمّا ارتفاع ضغط الدم أو يعرف رجلاً اسوداً يعاني منه.
    Ve bu önemli çünkü Hanson tabanca tutsaydı elinde kan olmazdı. Open Subtitles وهل هذا مهم لأن لو هانسون كان لدية مسدس لن يكون هناك دم
    Başına büyük darbeler almış. Soluk alıyor, sersemlemiş ama bilinci yerinde. Muhtemelen şokta. Open Subtitles لدية جروح قطعية في الرأس ، وهو يتنفس ، ومذهول ، ولكنه واعي ، وربما مصدوم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد