Anlaşılan konuşacak çok şeyiniz var. Sizi yalnız bırakayım. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديكما الكثير من الأخبار لتتبادلاها، سأترككما |
Anlaşılan konuşacak çok şeyiniz var. Sizi yalnız bırakayım. | Open Subtitles | يبدو لديكما الكثير لتتحدّثا بشأنه سأدعكما تتحدّثان |
Malum, konuşacak çok şeyiniz var. | Open Subtitles | أعرف أنه لديكما الكثير للتكلم به |
Ben ikinizi baş başa bırakayım, eminim konuşacağınız çok şey vardır. | Open Subtitles | سأترككما. و أنا متأكد من ان لديكما الكثير لتتحدثا عنه. |
Harika. Tanrım. Sizin birbirinize anlatacağınız ne çok şey vardır. | Open Subtitles | يا إلهى، لديكما الكثير لتتكلما عنه |
Eminim ki ikinizin çok konuşacak şeyleriniz vardır. | Open Subtitles | أنا متأكده أن لديكما الكثير من الأمور ستتذكرانها |
Sanırım konuşacak çok şeyiniz vardır. | Open Subtitles | أعتقد أنكما الإثنان لديكما الكثير لتتحدثا عنه |
Ama aksine görünüşe göre sizin kaybedecek çok şeyiniz var. | Open Subtitles | في حين أنكما، كما يبدو، لديكما الكثير |
Açıkça görünüyor ki.. ..sizin konuşacak çok şeyiniz var. | Open Subtitles | جليًّا أن لديكما الكثير لتناقشاه. |
Konuşacak çok şeyiniz var. | Open Subtitles | لديكما الكثير لتتحدّثا عنه |
Sizin konuşacak çok şeyiniz var. | Open Subtitles | لديكما الكثير لتتحدثا حوله |
Eminim ikinizin konuşacağı çok şey vardır. | Open Subtitles | متأكد ان كلاكما لديكما الكثير من الحديث |
İkinizin konuşacağı çok şey vardır. | Open Subtitles | أنا أراهن أن لديكما الكثير للتحدث بشأنه |
Eminim, konuşacağınız bir çok şey vardır. | Open Subtitles | لديكما الكثير لتتحدثا عنه |
Siz ikinizin çok ortak noktası var öyle değil mi? | Open Subtitles | أنتما لديكما الكثير من القواسم المشتركة؟ |
Açıkçası, siz ikinizin çok ortak noktası var. | Open Subtitles | حسناً , من الواضح أنّ لديكما الكثير من الأمور المشتركة |
O halde konuşacak çok şeyiniz vardır. | Open Subtitles | إذن أنتما الاثنين لديكما الكثير لتتحدثا بشأنه |
Eminim sizin konuşacak çok şeyiniz vardır, dolayısıyla gecikmeden başlayın. | Open Subtitles | واثق أن لديكما الكثير من الأحاديث لذا سأدعكما لتتبادلوها |