ويكيبيديا

    "لديه موعد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • randevusu var
        
    • randevusu varmış
        
    • randevusu vardı
        
    • buluşması var
        
    • randevusu olan
        
    • yetiştirmesi
        
    • randevusu olduğu
        
    Gillette, Bay Sparrow'un darağacıyla gecikmiş bir randevusu var. Open Subtitles السيد سبارو لديه موعد مع المشنقة بالفجر يا جيليت
    Anlaşılan Michale'in yürüyüş yolunda randevusu var. Open Subtitles كما يبدوا بأن مايكل لديه موعد في الممر العلوي
    - Randevum var. - Buradaki herkesin randevusu var. Open Subtitles كل شخص لديه موعد هنا حسناً أننا نأخذ أرقاماً مثل المخبز
    Bay Larrue. Peder Bey'in Villette'le randevusu varmış. Open Subtitles السيد لاروا , أبتى هنا يقول بأنه كان لديه موعد مع السيد فاليت
    Bu sabah 7:30'ta akapunktur randevusu varmış . Open Subtitles كان لديه موعد وخز بالأبر اليوم في السابعة و النصف صباحا ماذا ؟
    Teresa Collins isimli bir kızla randevusu vardı. Open Subtitles كان لديه موعد عشاء مع فتاة تُدعى تريزا كولنز
    Mike'ın buluşması var, ona yeni bir görünüm kazandırmaya çalışıyorum. Open Subtitles مايك) لديه موعد مثير لذلك) لذا,أحاول ان أعطيه مظهراً جديداً
    Ben kapı kapı dolaşıp bir antrenörle randevusu olan birilerini arayayım. Tamam. Open Subtitles سأمسح المنطقة لأرى هل أحد لديه موعد مع مدرب
    Saat 2de yarın DIA ile randevusu var öyle mi? Open Subtitles لديه موعد في وكالة الإستخبارات العسكرية غدا في الـ2:
    Sabah bir nevrolojist ile randevusu var. Open Subtitles لديه موعد مع طبيب الأمراض العصبية صباحًا
    Simon gelemez çünkü randevusu var. Open Subtitles سايمون لا يمكنه أن يأتي لأنه لديه موعد غرامي
    İnsanlar evi akşam görmek istiyor, onun da randevusu var, tahmin et, evi kim gösterecek? Open Subtitles الناس يريدون ان يشوفون البيت في المساء وهي لديه موعد غرامي؟ خمن من سيجب عليه ان يذهب ليرهم المنزل
    Bu akşam randevusu var. Bunu berbat etmek istemem. Open Subtitles لديه موعد اليوم، لا أريد أن أخرب الأمر عليه لا نريد أن نجعله غاضبَاً.
    Hayır, esmer bir adli tıp memuruyla kaçırmak istemediği bir yemek randevusu var. Open Subtitles لا لديه موعد على الغداء مع ضابطة الطب الشرعي السمراء الشعر والذي لا يريد اتأخر عليه
    Bilemiyorum, galiba Michael'ın randevusu var. Open Subtitles لا أعرف، أعتقد أن مايكل لديه موعد
    Her hafta açıklaması olmayan bir randevusu var. Open Subtitles كان لديه موعد كلّ أسبوع بدون أيّ وصف
    Sürekli beraber kaymaya gittiğimiz bir arkadaşımızın doktor bir arkadaşıyla randevusu varmış. Open Subtitles كان لديه موعد مع الطبيب, والذي صادف أن يكون صديقاً لصديق ذهبنا للتزلج على الجليد معه
    Onun saat 5'ten 10'a kadar Sosyal Hizmetler'de randevusu varmış yani Helen'le bizzat konuşmak istersen ben çay getireyim. Open Subtitles لديه موعد مع الخدمات الاجتماعية في ال4: 50 صباحا اذا اذا كنت تريدين التحدث معها سأجلب لك كوب من الشاي
    Sanırım akşam yemeği randevusu varmış. Open Subtitles لديه موعد على العشاء أعتقد أنه قال هذا
    Öğlen için bir randevusu vardı ama derslerini kaçırmak istemedi. Open Subtitles لقد كان لديه موعد مُجَدوَل في الظهيرة.
    Belki de kaderiyle randevusu vardı ama ekildi. Derken şeyi hatırladım. Open Subtitles ربّما كان لديه موعد مع القدر، وواجهه.
    Tahmin et bakalım Cumartesi kimin buluşması var? Open Subtitles حسناً خمني من لديه موعد يوم السبت ؟
    Günaydın. Saat 10:30'da randevusu olan arkadaşım burada. Open Subtitles صباح الخير، صديقي لديه موعد هنا بالساعة العاشرة والنصف.
    Çok memnun oldum. Ama bazılarımızın yetiştirmesi gereken yazılar var. Open Subtitles حسنا كان هذا ممتعا لكن البعض منا لديه موعد تسليم نهائي
    Sevgililer Günü'nde bir polis barına gidecek kadar ezik biri olmam yetmezmiş gibi, karısıyla randevusu olduğu bahanesiyle beni eken adam da bunu unutulmaz kılmak için buraya geldi. Open Subtitles فلست فقط فاشلة لدرجة الذهاب لحانة رجال الشرطة يوم الفلانتين لكن الرجل الذي نبذني لانه يفترض ان لديه موعد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد