En azından içeride sana yardım edebilecek bir polis daha var. | Open Subtitles | حسنًا، على الأقَل لديَك شُرطي آخَر يُساعدك في السيطرة على الأمُور. |
Sizi severim Bay Wyatt ve arkadaşlığınızdan hoşnudum. Ama şöyle bir itibarınız var: | Open Subtitles | وأتمَتع في صُحبتِك ولكِن لديَك سمعَه بِأنك مُقامِر |
Bir saatin var, tünellerde ne yapman gerekiyorsa yap, sonra da ben işimi yapacağım. | Open Subtitles | لديَك ساعة واحدة لتفعَل ما عليك أن تفعَله في الأنفَاق ومن ثمّ سأقوم بعملي. |
Yanık solucan gibi kokan bir şey var. | Open Subtitles | لديَك تلك الأنواع التي طعمُها مثل دودة الأرض وهي محروقة. |
Boyun kemiğinde kırık var Joan. Şimdilik sabitledik. Doğumdan sonra düzelteceğiz tamam mı? | Open Subtitles | جوان) لديَك كسر بعظمة عنقكِ، لكنه مستقر) إلى الآن، لذا سنعالجها بعد الولادة، اتفقنا؟ |
Kanınız... sizde antikor var. | Open Subtitles | دمّك... لديَك الأجسَام المُضادّة. |
Gömleğinde bir şey var. | Open Subtitles | لديَك شيء على قميصَك. |
Bir yeni mesajınız var. Tessa, ben Dr. Larson. | Open Subtitles | لديَك رسالة جديدة. |
Sende karısının sana verdiği şey var. | Open Subtitles | لديَك ما أعطتك. |
- Kocaman bir sakalın var. | Open Subtitles | - لديَك لحيَة كثيفَة. |
Kuşların var? | Open Subtitles | لديَك طيورًا؟ |
Eddie, seni arayan biri var. | Open Subtitles | .(إيدي)، لديَك إتصَال |
David, güçlerin var. | Open Subtitles | (ديفيد)، لديَك قُوّة |