Çok fazla arkadaşım olduğundan tutunmaları için tutacak koydurmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | إضطررت أن أربطه لكي يركب الناس عليه لدي الكثير من الأصدقاء |
Evet. Çok fazla zamanım yok,yani bana sadece bilmem gerekeni gösterin . | Open Subtitles | ليس لدي الكثير من الوقت، لذا أطلعوني على ما أنا بحاجة لمعرفته |
bir çok düşüncem var ve şu anda zihnim çok açık. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأفكار وإنني أفكر بشكل واضح في الوقت الحاضر |
Ağa, çek şu arabayı yoldan, yapacak çok işim var! | Open Subtitles | يا سيد أبعد السيارة من هنا لدي الكثير من الأعمال. |
Benim bir sürü arkadaşım var, ve intihar etmek için bir sebep yok. | Open Subtitles | لدي الكثير من الاصدقاء لذلك ليس هناك موجب للانتحار |
Tatlım, önümüzdeki aylarda yapmam gereken bir sürü şey geliyor. | Open Subtitles | عزيزي, لدي الكثير من الامور اللتي ستحدث في الاشهر القادمة |
Özür dilemem gereken çok şey var ama fazla vaktim yok. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعذار ولكن لا يوجد وقتُ كافي، لذا بداية، |
Yetmişlerde Çok fazla tek gecelik ilişkim olurdu ve seksenlerde altmışlarda da... | Open Subtitles | كان لدي الكثير من العلاقات اليلية في السبعينيات والثمانينيات وحتى في الستينيات |
Onun yanında devam etmek için Çok fazla yüküm vardı. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأشياء أقوم بها في مرحلة الإنتخابات التمهيدية |
Çocukken Çok fazla çukurum vardı. | TED | كان لدي الكثير من الحُفَر العميقة عندما كنت طفلًا. |
Göreceksin, Çok fazla günahım var. | Open Subtitles | سترى بأن لدي الكثير من الأمور أود أن أعترف بها |
bir çok sorum var ama en güvenilir bilgi hücrelerinden gelendir. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأسئلة لكن البيانات الأكثر مصداقية تأتي من خلاياكَ. |
Ancak, anlamakta zorlandığım bir çok şey de var. | TED | ولكن لدي الكثير من الامور التي اعاني بمشكلة في فهمها |
"Bu öğleden sonra yapacak çok işim var maalesef." | Open Subtitles | أخشى بأن لدي الكثير من الأشغال في ظهيرة اليوم. |
Yola çıkmadan önce yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الاشياء لفعلها قبل مغادرتي البلدة |
Bir erkek arkadaşın var sanıyordum. Benim bir sürü erkek arkadaşım var. | Open Subtitles | لكن لديك صديق , أنا لدي الكثير من الأصدقاء |
Benim bir sürü sorumluluğum var. Sevdiğim kadın, onun çocuğu vesaire. | Open Subtitles | لدي الكثير من المسؤوليات لدي امرأة وولد وكل شيء |
Bu tatilde bitirmem gereken bir sürü laboratuvar ödevi var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الفروض علي الانتهاء منها خلال هذه العطلة. |
Gördüğünüz gibi, yapmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | لدي الكثير من المسؤوليات ، و يمكنك ان ترى |
O gittikten sonra ona soracak Tonla sorum olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | بعد ان غادر اكتشتفت ، ان لدي الكثير من الاسئلة له |
- Bende her şeyden bir sürü var ama henüz beyaz kartın yok. | Open Subtitles | لدي الكثير من كل شيء. لكنك لم تحصلي على تصريج بعض. |
Dinle, dostum, reddedilmiş eski sevgililerle uğraşmak dışında yapacak bir sürü işim var. | Open Subtitles | يا رجل، لدي الكثير من الأعمال فضلاً عن التعامل مع علاقة سابقة |
Bitirilmemiş bir işim var, bir sürü işim var. | Open Subtitles | أنا لدي أعمال لم تنتهي, أنا لدي الكثير من الأعمال التي لم تنتهي. |
Biliyorum ama Yapmam gereken çok iş var. | Open Subtitles | أعلم.. ولكن لدي الكثير من العمل يجب أن أنجزه |
Sana göstermek istediğim çok şey var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأشياء أريد أن أريك اياها |